Amerika Ahmet Davutoğlu'nu nasıl kaybetti? CHP hayranı eski başbakanın 15 Temmuz öncesindeki portresi...

Amerika Ahmet Davutoğlu'nu nasıl kaybetti? CHP hayranı eski başbakanın 15 Temmuz öncesindeki portresi...

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından başbakanlık görevine atandıktan sonra Erdoğan'ı tasfiye etmeye çalışan Ahmet Davutoğlu, ABD ile ilişkileri, kritik anlardaki pozisyonu ve CHP'ye olan kadim hayranlığıyla bir kez daha gündemde...

Gündem

16.03.2024, 11:05

AK Parti kadrolarındayken Recep Tayyip Erdoğan'ı tasfiye edemeyince kendisine yeni bir yol çizen Ahmet Davutoğlu, 15 Temmuz darbe girişimine giden süreçte yapıp ettikleriyle bir kez daha gündemde. 

Gazeteci Fazıl Duygun, sosyal medya hesabında bir seri yazı paylaşarak AK Parti'deki 'Davutoğlu dönemi'ni yeniden masaya yatırdı. Davutoğlu'nun başbakanlığı döneminde FETÖ'ye yönelik operasyonları neden savsakladığını, eski bakanlara Yüce Divan yolunu açarak Erdoğan'ı nasıl hedefe koyduğunu ve 7 Haziran 2015 seçimlerinin ardından CHP ile koalisyon sevdasının sebeplerini analiz eden Duygun, Ahmet Davutoğlu'nun Erdoğan tarafından görevden alınışını ABD medyasının "Ankara'daki adamımızı kaybettik" şeklinde duyurduğunu hatırlattı. İşte Duygun'un kaleminden 15 Temmuz işgal girişimine giden o kritik dönemin şifreleri...  

Türkiye'nin en zengin ili hangisi? En zengin şehirler listesi 2024 yayınlandı! Türkiye'nin en zengin ili hangisi? En zengin şehirler listesi 2024... Haberi Görüntüle

FETÖ'NÜN KUMPASINI SAHİPLENDİ 

15 Temmuz bir işgal teşebbüsü müydü? Yoksa bir darbe miydi? 15 Temmuz, hangi küresel güçlerin Türkiye üzerindeki çatışmasıydı? Bu süreçte işbirlikçi klikler kimlerdi? Gelin, 2014'te, Davutoğlu'nun başbakanlığa getirilmesinden 15 Temmuz'a giden süreci bir hatırlayalım.

Hatırlanacağı gibi, Ağustos 2014 ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Celal Bayar'dan sonra, Türkiye'de halkın gerçek katılımı ve oyuyla seçilen ilk Cumhurbaşkanı oldu. Hemen ardından, AK Parti Genel Başkanlığına ve Başbakanlığa, daha sonra görevden atılacak olan Ahmet Davutoğlu getirildi.

Ahmet Davutoğlu, başbakanlık koltuğuna oturunca ilk iş olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın parti ve devletle ilişkisini kesip onu Beştepe'ye hapsetme sürecini başlattı. İlk iş olarak da FETÖ tapeleri sonucu haklarında şaibe oluşturulan 4 bakanı 'aklansınlar, öyle gelsinler' politik doğruculuk oyunuyla Yüce Divan'a göndermek istedi. 

Buradaki gaye, FETÖ'cülerin de arzu ettiği şekilde, bakanlar üzerinden Erdoğan'ı tasfiye sürecini başlatmaktı. 

Ruslar Golan'dan çekildi, yine İdlib'e saldırıyor: Türk ordusu Esed rejimi ve PKK'lıları vuruyor Ruslar Golan'dan çekildi, yine İdlib'e saldırıyor: Türk ordusu Esed rejimi... Haberi Görüntüle

TIPKI FETÖ SAVCISI GİBİ...

AK Parti'li Mehmet Metiner bu süreci köşesinde şöyle yazmıştı:

"Görüyorum, çok kurnazsın. Asıl derdin Erdoğan'la olduğu halde oklarını 'bakanlara' çeviriyorsun. Üzerinde tepinip durduğun o FETÖ tapelerinde asıl hedefteki kişi Erdoğan'dır. FETÖ savcısı kaçak Celal Kara'nın Cumhuriyet'te çıkan açıklamaları bu gerçeğin ifadesi. Bakanlara yönelik suçlamalar Erdoğan'a yönelik suçlamaların yanında hiç kalır. Şimdi sen kalkmış kurnazlık ediyorsun. Diyorsun ki, 'Madem o tarihte Yüce Divan FETÖ doluydu. O zaman şimdi gidip aklansınlar!' Tıpkı FETÖ savcısı gibi Yüce Divan'ı adres gösteriyorsun. Mahkemelerin takipsizlik verdiği, TBMM komisyonunun ve genel kurulun düşürdüğü bir konuyu tekrar ısıtıp milletin önüne koyuyorsun. Amacın ne senin? FETÖ tapeleri dışında sana ulaşan bir bilgi ve belge varsa çıkıp açıkla!"

Berke Hürcan kimdir? Ne iş yapıyor, kaç yaşında? Berke Hürcan kimdir? Ne iş yapıyor, kaç yaşında? Haberi Görüntüle

'ERDOĞAN DÖNEMİ BİTMİŞTİR'

Ancak Erdoğan'ın basiretiyle bu badire de ucuz atlatıldı. İlginçtir, Yüce Divan oylaması esnasında Davutoğlu aniden Londra'ya gitti. Oysa gezisi planlanmamıştı. Davutoğlu ve ekibinin Erdoğan'ı tasfiye operasyonlarının nasıl ilerlediğini şu fotolardan okuyabiliriz. Öyle ki Meclis'te 'Erdoğan dönemi bitmiştir' sözleri sarf edilir oldu. 

Yeni Şafak gazetesi yazarı Hasan Öztürk 6 Mayıs 2016 tarihli yazısında tanık olduğu ilginç bir olayı aktarıyordu:

Biraz kronoloji…
12 Eylül 2015'teki Ak Parti 5. Olağan Büyük Kongresi öncesinde bir kriz yaşanmıştı. O kriz atlatıldı. Ardından Merkez Karar Yürütme Kurulu'nda (MKYK) bir çekişme yaşandı. (Çekişme söylemi bile abes aslında ama…)
Bunların tamamında “ikili görüşme” çözüm oldu. Ya da biz öyle sandık. Konuşularak sorunların aşıldığını izledik. Ya da yine biz öyle sandık. Belki uzunca bir süre “toz halının altına süpürülüyordu.”
Aslını sorarsanız, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın 7 Haziran seçimleri öncesinde “O, benim sır küpüm” diyen “irade”den izin almadan adaylık için istifa etmesi… Ve o adaylığı Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun hem teşvik etmesi, hem olur vermesiydi büyük krizin ilk patlağı.
Bütün bunlar olup biterken bir gün Ankara gazetecilerinden biri şöyle bir söz söyledi: “Tayyip bey Ahmet beyi çağırmış, 'Ne yani sizden sözünüzde durmanız için yazılı taahhüt mü almalıydık' demiş.”
Bunu anlatan Ankara gazetecisi Başbakan Ahmet Davutoğlu'na yakın olmakla övünen bir gazeteci. Bu cümle üzerinden Ahmet Davutoğlu'nun haklılığını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın haksızlığını anlatmaya çalışıyordu da ağzım açık kalmış, hayretle dinlemiştim!
Gerçekten böyle miydi, acaba? Yoksa durumdan vazife çıkaranların çıkarımları mıydı? Bilemiyorum.
7 Haziran seçimlerinden sonra Ak Parti'nin tek başına iktidar olamamasının tek sorumlusu da yine Erdoğan olarak gösteriliyordu; aynı gazeteci ve çevresi tarafından…
Ve kurulacak büyük koalisyonun, (Ak Parti-CHP) “Biriken enerjinin bertaraf edilmesi için büyük bir fırsat olduğu… Dışarıdan gelen baskının azaltılması için tek çare olduğu” da yine aynı çevrelerce dillendiriliyordu…
Hele “Otoriterleşmeyi sona erdireceği” savı da vardı ki evlere şenlik!
Sadece “enerji boşaltmak”tan söz etmiyorlar, “koalisyonun faziletleri”ni de saymakla bitiremiyorlardı yine aynı çevreler.
Bir de Meclis koridorlarında “Artık Tayyip Erdoğan dönemi bitmiştir” diyenlerin sesleri İstanbul'dan bile duyulur olmuştu…

Otobüs şoförü çıldırdı: Tüm yolcuları indirip, inmeyen yolcuyla kavga etti Otobüs şoförü çıldırdı: Tüm yolcuları indirip, inmeyen yolcuyla kavga etti Haberi Görüntüle

AK PARTİ İÇİN İÇİN KAYNIYORDU

Gazeteci Fazıl Duygun o döneme ilişkin tespitlerine şöyle devam ediyor: 

7 Haziran süreci 15 Temmuz'la doğrudan bağlantılı bir süreçtir. Baykal, Mahcupyan, Demirtaş ve PKK elebaşlarının 15 Temmuz'dan hemen önceki ve sonraki sözlerini okuyunca, aradaki bağ açıkça görülecektir. 7 Haziran sürecine giderken ikinci darbe Dolmabahçe'deki çözüm süreci görüşmelerinde Erdoğan'a ve devlete atılan kazıktır. Davutoğlu ekibinin Kürtçülüğü ve HDP/PKK'ya olan sempatisi bu görüşmeye fazlasıyla yansımış ve milleti kızdırmıştır.

Ardından, Erdoğan'ın 'sır küpüm' dediği MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın, Erdoğan'a danışılmaksızın milletvekili adaylığı gündeme gelmiştir. Bir Davutoğlu-Arınç kumpası olan bu süreç de oldukça sancılı geçmiştir. 

7 Haziran 2015 seçimlerine doğru AK Parti için için kaynamaktadır ve milletvekilliği listesi Erdoğan-Davutoğlu çekişmesine dönüşmüştür. Neticede, İran ziyaretini fırsat bile Davutoğlu, listeyi baştan sona değiştirmiştir. 

7 Haziran seçim sonuçları,Türkiye için tam bir şok olmuştur. AK Parti, tek başına hükümeti kuracak sayıya ulaşamamış ve PKK'nın siyasi kolu HDP meclise büyük bir vekil sayısıyla girmeyi başarmıştır. Bu aslında, AK Parti içerisinde, Davutoğlu-Gül-Babacan-Arınç kliklerinin Erdoğan'ı tasfiye için planladıkları bir sürecin neticesidir. Nitekim bu klikler hemen "CHP ile koalisyon kurulsun, Erdoğan karışmasın, başarısızlık Erdoğan yüzünden" propagandasına başlamıştır bile. 

Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu, Haziran 2015'teki Cumhurbaşkanı Erdoğan-Deniz Baykal görüşmesini yorumlarken Erdoğan'ın koalisyon müzakerelerine 'karışamayacağını' şu sözlerle ifade etmişti: "Görüşme koalisyon görüşmesi değildir. Sayın Cumhurbaşkanımız koalisyon müzakerelerinin parçası değildir, müzakereleri yapacak kişi de değildir. Parçası haline getirmek de doğru değiltir. Bu, işin doğasına aykırı olur. Koalisyon müzakerelerinde olabilecek bir tıkanmayı aşabilecek bir makamdır. Şöyle böyle kanalları açabilir, yardımcı olabilir ama koalisyon müzakereleri partiler arasındadır."

Perşembe kar geliyor! İstanbul'da sıcaklıklar 6 derece birden düşüyor Perşembe kar geliyor! İstanbul'da sıcaklıklar 6 derece birden düşüyor Haberi Görüntüle

CUMHUR İTTİFAKI 17/25 ARALIK'TA BAŞLADI

Ancak seçimlerden önce böyle bir neticenin çıkacağını anlayan Erdoğan ve Bahçeli süreci çok iyi okumuştur ve devreye seçim gecesi (7 Haziran) Bahçeli girer ve koalisyonların önünü kapatır. Tarih bile vererek, erken seçim ister.

Herkesin sandığının aksine, Cumhur İttifakı'nın temeli 15 Temmuz'dan sonra değil, 17/25 Aralık darbe teşebbüsünden sonra atılmıştır. Sabah gazetesinden Dilek Güngör bu süreci çok güzel anlatır. 

Dilek Güngör'ün 27 Haziran 2018 tarihinde Sabah gazetesindeki yazısı: 

"Öncelikle şunu belirteyim. Cumhur İttifakı 24 Haziran'da kurulmadı. Adına ister ittifak ister koalisyon deyin. Bu iş, 17/25 Aralık'tan sonra devreye alındı. FETÖ'nün yargıdaki planını bozmak ve sinsi oluşumunu dağıtmak için AK Parti ile MHP 'ortak' hareket etti. 2014'teki HSYK seçimlerinde FETÖ'ye karşı kurulan, AK Parti ve MHP'nin oluşturduğu Yargıda Birlik Platformu'yla Cumhur İttifakı'nın temelleri atıldı. O tarihten sonra devlet içinde yuvalanan FETÖ elemanları temizlenirken, yerlerine 'ülkücü'  kadrolar seçildi. Özellikle ordu, emniyet ve yargıda MHP'lilerin ağırlığı hissedilir oldu. Bazılarınız 'Yani yeni FETÖ MHP mi?' diyor olabilir. Fakat öyle diyenler yanılır. Zira devlet kadrolarında milliyetçilerin olması korkulacak bir durum değildir."
 

Sancaktar İHA, TEKNOFEST'te üç ödülle göz doldurdu! Sancaktar İHA, TEKNOFEST'te üç ödülle göz doldurdu! Haberi Görüntüle

VE SINIRDA RUS UÇAĞI VURULUR...

7 Haziran seçim sonuçlarıyla beraber, AK Parti'nin ve Erdoğan'ın elinin zayıfladığını düşünen terör örgütü PKK ve FETÖ, hemen 'çukur savaşları' projesini devreye koyar. Seçim sürecinden, 2017 Şubat ayına kadar Türkiye, FETÖ destekli PKK-DAEŞ bombalarıyla sarsılır.

1 Kasım 2015'te düzenlenen erken genel seçimde AK Parti yüzde 50 oy alarak zafer kazanır. MHP oy kaybetmiştir ama devlet ve vatan istikrara kavuşmuştur. Bu arada PKK, hendek-çukura gömülür. Tabii FETÖ'cü hainler yüzünden birçok asker ve polis şehit olur.

Erdoğan'ın eli yine güçlenmiştir ama Davutoğlu kliği bu başarıyı da kendilerine mâletmeye çalışırlar. Erdoğan'ı yıkmak için, bir başka FETÖ-ABD kumpası, hem de uluslararası çapta kurulur. Kasım 2015'te, Antalya'da düzenlenen G-20 zirvesinden hemen sonra, Suriye sınırında bir Rus savaş uçağı, Türk uçakları tarafından düşürülür. 'Vur' emrini (azledilmiş) Başbakan Davutoğlu vermiştir. Uçaklar Malatya'daki hava üssünden kalkmıştır. 

AK Parti grup toplantısında konuşan dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu, Rus uçağının Türk jetleri tarafından vurulmasıyla ilgili "Emri bizzat ben verdim" demişti. 

Malatya'daki hava üssünün, gerek 15 Temmuz'daki süreçte ve gerekse Uludere kumpasındaki rolü önemlidir. Bu üs, adeta FETÖ'nün merkezi olmuştur. 2012'de Suriye üzerinde düşürülen ve esrarını hâlâ korumakta olan gözetleme uçağımız da bu üsten kalkmıştır. 

13 Ekim bugün Ankara'da hangi yollar kapalı? Ankara'da yollar ne zaman, saat kaçta açılacak? 13 Ekim bugün Ankara'da hangi yollar kapalı? Ankara'da yollar ne... Haberi Görüntüle

OBAMA'YI HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATAN ŞEY

Erdoğan Brezilya'dayken Rus uçağının düşürülmesiyle beraber Türkiye-Rusya ile kafa kafaya gelmiştir. ABD'nin bütün amacı, bir şekilde Türkiye'yi Suriye'ye sokmaktır ve Erdoğan buna hep karşı çıkmaktadır. Nitekim Obama bunu açıkça itiraf eder ve karşı çıktığı için Erdoğan'a 'diktatör' propagandası yapılmaya başlanır. Üstelik Obama "Bana 4 tane diktatör lâzım" derken Davutolu kliğinin Türkiye'yi, Suriye bataklığına sokma projesini Hasan Öztürk ile Mahmut Övür sürekli yazmaktadır. Küreselci Obama ile anlaşan Kürtçü İslamcı Davutoğlu kliği, ABD ile beraber bir Kürt devleti projesi içerisindedir.

Türkiye NeoCon'lar tarafından sürekli kışkırtılarak Suriye'de bir savaşa sokulmak istenmektedir. 

ABD Başkanı Barack Obama ile söyleşi yapan The Atlantic dergisinden Jeffrey Goldberg: Obama, Erdoğan'ı ılımlı bir Müslüman lider olarak görüyordu. Ama artık Obama, Erdoğan'ı bir fiyasko, muazzam ordusunu Suriye'ye istikrar getirmek için kullanmayı reddeden otoriter bir lider addediyor. Obama özel sohbetlerinde ise "Ortadoğu'da tüm ihtiyacım olan birkaç akıllı otokrat..." deyip gülüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İsrail tehlikesi ülkemize yaklaşıyor Cumhurbaşkanı Erdoğan: İsrail tehlikesi ülkemize yaklaşıyor Haberi Görüntüle

'KÜRT DEVLETİ BİZİM ELİMİZDE KURULSUN'

Amerika'nın makro planları için içimize saldığı aparatlar PKK'nın Suriye kolu ile ilgili Türkiye içinde algı yönetirken şunları söylüyorlardı:

"Ne yani güney sınırımızda DAEŞ terör örgütü mü komşu olsun? Eli kanlı radikal dinci, kafa kesen, korkunç DAEŞ terör örgütünün komşumuz olmasını mı yoksa, (PYD/PKK'yı kast ederek) Kürtlerin komşuluğunu mu istersiniz? DAEŞ dışarıdan bölgeye gelen dinci, radikal kanlı bir terör örgütüdür. Kürtlerse bu bölgenin insanlarıdır."

Bu cümlenin üzerine bir de "Türkiye PYD ile mutlaka iyi ilişkiler kurmalı" tezini işliyorlardı? Aparatlar medyada, sivil toplumda, akademide öbekleşmişti? Dahası devletin bir kanadı da etki altındaydı.
"Kürt devleti kurulacak. Bundan kaçış yok. O halde bizim elimizle kurulsun" diye "safiyane" bir öneriyle ortalıkta dolaşan danışman milletvekillerini de gördük; yakın geçmişte! (Hasan Öztürk - 16 Mayıs 2017 / Yeni Şafak)

Şanlıurfa 17 Ekim okullar tatil mi? Şanlıurfa'da okullara 17 Ekim'de deprem tatili var mı? Şanlıurfa 17 Ekim okullar tatil mi? Şanlıurfa'da okullara 17 Ekim'de... Haberi Görüntüle

"ERDOĞAN'I ETKİSİZ HALE GETİRECEĞİZ"

Erdoğan böylesi emperyalist bir projeye karşıdır. Davutoğlu ne yapıp edip Suriye'ye girme taraftarıdır. Rus uçağı bu amaca hizmet etmesi için küresel güçler ve FETÖ tarafından kurgulanmış bir tuzaktır. Türkiye, Erdoğan ve Bahçeli'nin basireti sayesinde bu süreci de atlatır. Tabii Rusya ile bozulan ilişkilerimiz yüzünden büyük bir ekonomik kayıp yaşarız. Süreç işlemeye, Davutoğlu, Erdoğan'ı tasfiye projelerini yerine getirmeye devam eder. Bu hedefinde yalnız değildir tabii ki... Bugün rekabet içerisinde olduğu Gül-Babacan kliği de işin içindedir. Babacan, tıpkı bugün olduğu gibi, küresel finans çevrelerinin adına hareket etmiştir.

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek (22 Şubat 2016): Şu anda ABD, Abdullah Gül, Bülent Arınç, Kemal Kılıçdaroğlu, Selahattin Demirtaş ve Fetullah Gülen'i birleştiriyor. CHP, Fetullah, AKP'nin Abdullah Gül kanadı ve PKK bir cephe oluşturdular. 19-20 Ocak'taki Davos Zirvesi'nde Ali Babacan, dünyanın en büyük finans kuruluşlarına "Bize eylüle kadar müsaade edin. Tayyip Erdoğan'ı o zamana kadar etkisiz hale getireceğiz. Onu saraya hapsedeceğiz" dedi. 

Betül Önderoğlu kimdir, neden öldü? Betül Önderoğlu kimdir, neden öldü? Haberi Görüntüle

ALMAN EKOLÜNÜN TÜRKİYE'YE OPERASYONU

Davutoğlu, Erdoğan'ı pasifize etmek için Merkel ve AB ile ilişkileri sıkılaştırır. Öyle ki Merkel 5 ayda 4 defa Türkiye'ye gelir. Mülteciler ve terör yasası anlaşmaları Türkiye'yi çok zor durumda bırakır. Allah'tan, terör yasası Meclis'e gelmeden Davutoğlu görevden azledilir. 

Eski AB Başkanı (Martin) Schulz, "Bizim muhatabımız Davutoğlu'dur, Erdoğan değildir" der, hem de bu fotoyla ve Ahmet Davutoğlu hiç ses çıkarmaz! Bütün bu gelişmeleri Erdoğan, 'küreselci Alman ekolünün tuzağı' olarak yorumlar. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan (Martin Schulz'un açıklamalarıyla ilgili soru üzerine): Bahsettiğiniz kişi benimle ne zaman görüşse liderliğimin ne kadar saygın olduğundan söz eder. Yüzüme karşı böyle konuşan bir insanın şimdi o türden tavırlara girmesine ne demeli? Ben bu tür davranışları Alman ekolünün Türkiye'ye bir operasyonu gibi görüyorum.

Bu arada, bugün İP'i kuran FETÖ ve MHP içerisindeki seküler-Batıcı klik, MHP'yi ele geçirmeye çalışmaktadır. FETÖ'cü hakimler, yasadışı düzenlenen kurultaylara onay verirler ancak devlet hukukunu korur. (Bu FETÖ'cü hâkimler 15 Temmuz sonrası tutuklandı.)

12 Ekim İstanbul elektrik kesintisi | BEDAŞ-AYEDAŞ elektrikler ne zaman, saat kaçta gelecek? 12 Ekim İstanbul elektrik kesintisi | BEDAŞ-AYEDAŞ elektrikler ne zaman,... Haberi Görüntüle

DAVUTOĞLU PETROLÜ RUMLARA BIRAKIYOR

Ahmet Davutoğlu ise Obama sevdası yüzünden Kıbrıs ve Doğu Akdeniz'i olduğu gibi Rumlara bırakacak kadar şuursuzdur... 

Ahmet Davutoğlu ve John Kerry

  • Kıbrıs'ta yayınlanan Cyprus Mail gazetesinin haberine göre, Ahmet Davutoğlu başbakanlık görevindeyken Ocak 2015'te Rum lider Nikos Anastasiadis ile Davos'ta gizli bir görüşme yaptı. ABD'nin o dönemdeki Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın devreye girmesiyle gerçekleşen görüşmede Davutoğlu, Türkiye'nin 2014'te yaptığı "Türk kıta sahanlığı içinde petrol arama çalışması savaş nedenidir" açıklamasından vazgeçti. Davutoğlu, Kıbrıs'ın güneyinde, Türk kıta sahanlığına da dahil olan 6. bölgede Rumların petrol arama ruhsatı vermesine yeşil ışık yaktı. 
  • Davos görüşmesi sonrasında Rumlar, sözkonusu 6. bölge için petrol ve doğalgaz arama ruhsatı verme konusunda ihaleye çıktılar. Türkiye Davutoğlu'nun Davos görüşmesinin ardından Rumların ruhsat ihalesine ilişkin Dışişleri açıklaması yaptı. Ancak açıklamada 'casus belli-savaş sebebinden' bahsedilmedi.

Davutoğlu'nun bu ihanetlerine Erdoğan artık daha fazla katlanamaz ve onu MKYK'da etkisizleştirir. Ardından 5 gün sonra Davutoğlu'nu görevden alır. Davutoğlu görevden azledildikten sonra ABD-AB medyasının manşetleri ilginçtir. 

Sur canisini doktorlar tarif etmiş! Semih Çelik'in hastane raporu ortaya çıktı: Gözetim altında tutulmalı! Sur canisini doktorlar tarif etmiş! Semih Çelik'in hastane raporu ortaya... Haberi Görüntüle

ABD ANKARA'DAKİ ADAMINI KAYBETTİ

Foreign Policy dergisi gelişmeyi "Amerika Ankara'daki adamını kaybediyor" başlığıyla duyuruyor, haberine şöyle giriş yapıyordu: "Başbakan Ahmet Davutoğlu, DEAŞ'a karşı mücadelede Washington'un perde arkasındaki müttefikiydi. Peki şimdi ne olacak?"

Ahmet Davutoğlu ve Angela Merkel

Sonradan ortaya çıkar ki Davutoğlu, Erdoğan'a karşı küreselci Obama ve Merkel'le sıkı-fıkıdır ve görüşmelerinden Erdoğan'a haber vermemektedir. Bütün bunlar yaşanırken, Davutoğlu hükümeti FETÖ ile mücadeleye adeta son vermiştir. Göstermelik birkaç operasyon yapılmakta ama FETÖ devlette cirit atmaktadır. Nitekim Erdoğan birkaç kez "FETÖ ile mücadele edilmiyor" diye uyarır.

Davutoğlu, Almanya'ya kaçan hain Can Dündar'ın serbest bırakılmasını arzular ve bu gerçekleşir. FETÖ'cü Taraf gazetesini ziyaret eder. Davutoğlu'nun başbakanlığı sürecinde FETÖ ile mücadele iyice savsaklanmıştır. Öyle ki tam 45 ilde hiç FETÖ operasyonu yapılmaz, diğerlerinde ise göstermelik operasyonlar yapılır. 

BEDAŞ VE AYEDAŞ duyurdu: İstanbul'un 30 ilçesinde saatler sürecek elektrik kesintisi BEDAŞ VE AYEDAŞ duyurdu: İstanbul'un 30 ilçesinde saatler sürecek elektrik... Haberi Görüntüle

"NE ZAMAN FETÖ OPERASYONUNA BAŞLAYACAK OLSAM DAVUTOĞLU'NUN DANIŞMANLARI ARIYORDU"

Davutoğlu ne zaman ki başbakanlıktan azledilir ve FETÖ'nün askerî yapılanması için düğmeye basılır. İlk soruşturma ve tutuklamalar İzmir'de başlar. O zamanki Manisa Cumhuriyet Başsavcısı 15 Temmuz'dan bir ay sonra bana, "20 aydır buradayım, ne zaman bir FETÖ operasyonuna başlayacağız; Davutoğlu'nun danışmanları hemen telefon eder ve 'Ne bu yahu? FETÖ falan, nereden çıkarıyorsunuz?' diyerek operasyonlara engel oldular. Bu durum 20 ay boyunca sürdü. Ne zaman ki Davutoğlu görevden alındı, Ege bölgesi olarak operasyonlara başlayabildik" demişti.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı ilk büyük soruşturmayı başlatarak aslında FETÖ'cülerin 15 Temmuz işgal girişimine başlamalarını da hızlandırmış ve ilerdeki zamanlarda düzenleyecekleri daha esaslı projelerini bozmuştur. 

Davutoğlu'nun Erdoğan'ı tasfiye projesi PKK'yı bile umutlandırır. ABD ve küresel güçler nasıl bir umut verdiyse, PKK bile (hâlâ devam ediyor) bütün umudunu Erdoğan'ın tasfiye edilmesine bağlamıştır. 

PKK elebaşı Duran Kalkan (Mayıs 2016): Bu ay Tayyip Erdoğan düşürülecekti. Ne kadar doğruydu bilemiyorum ama bazı söylentiler, beklentiler vardı. Kim yapacaktı, nasıl düşecekti bilemeyiz.

PKK elebaşı Cemil Bayık (Mart 2016): (Bülent Arınç, Hüseyin Çelik ve Abdullah Gül'ün parti kuracağı iddiası sorulduğunda) AK Parti'nin 2002 ruhuna geri dönmesi olumlu olur. Eğer bu ekip demokratik değerlere sahip çıkar, askeri faşist politikalardan vazgeçerse biz bu ekibi destekleriz.

Küresel sansür dalgası! Alman DW'den Filistin vetosu: Türk psikoloğun Filistin paylaşımlarını hazmedemedi! Küresel sansür dalgası! Alman DW'den Filistin vetosu: Türk psikoloğun Filistin... Haberi Görüntüle

TÜRKİYE'NİN İŞİNİ BİTİRECEKLERDİ 

Başta sorduğumuz soruya gelelim! 15 Temmuz bir darbe midir, yoksa bir işgal teşebbüsü müdür? Aslında 15 Temmuz bugün de kendi içlerinde çatışmakta olan küresel-ezoterik finans-teknoloji örgütüyle, Pentagon+Evanjelizm+Siyonizm örgütlerinin çatışmasının en keskin sahasıdır. Türkiye'yi, PKK-FETÖ ve DEAŞ terörü ile parçalamak isteyen, Türkiye'nin Suriye bataklığına girmesi için uğraşan ve bu vesileyle Türkiye'nin parçalanıp işgal edilmesini isteyen, bunun için de her ne pahasına olursa olsun Erdoğan'ın ortadan kaldırılmasını isteyen Pentagon-FETÖ projesiyle; "Erdoğan'ı tasfiye edip Davutoğlu-Gül kliklerinin yönettiği AK Parti ile Türkiye'nin terbiye edilmiş, bağımsızlık iddiası olmayan, sıradan bir devlet olarak yaşamasına izin verelim" diyen küreselciler arasındaki sert mücadelenin kapışma sahası olmuştur.

Abdullah Gül 15 Temmuz gecesi cep telefonuyla TV yayınına bağlanırken...

Pentagon FETÖ'yü sahaya sürerken, klasik bir darbe bekleyen Davutoğlu-Gül klikleri umduklarını bulamamış ve FETÖ'nün kendi projelerini de bozmasına tepki göstermişlerdir. Klasik bir darbeyle AK Parti'nin ve devletin başına geçmeyi arzuladıkları için Davutoğlu ve Gül, FETÖ'nün kanlı işgal kalkışması sırasında kâh Dikmen'deki devlet sığınağına saklanmış, kâh ne söyleyeceğini bilmez şekilde, halka kan kusturan FETÖ'cü katillere 'yanlış yapıyorsunuz' diyerek oldukça naif bir tonla seslenmişlerdir.

Şimdi gelelim 7 Haziran-15 Temmuz bağlantısının itirafına: Aşağıdaki itiraflardan da anlaşılacağı gibi, şayet 7 Haziran'da koalisyon kurulup Erdoğan bir şekilde tasfiye edilebilseydi, zaten 15 Temmuz'a gerek kalmadan, Türkiye'nin işin bitireceklerdi. 

HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş (18 Temmuz 2016): 7 Haziran'da Erdoğan'ın sivil bir darbe yapıp Davutoğlu'nun CHP ile koalisyon yapmasını engellemesi 15 Temmuz'un zeminini hazırladı. 

Köfteci Yusuf'un Ankara'daki hangi şubelerinde domuz eti çıktı? Köfteci Yusuf'un Ankara'daki hangi şubelerinde domuz eti çıktı? Haberi Görüntüle

ABD DIŞİŞLERİ BAKANI: DARBE İYİ PLANLANMAMIŞ

ABD'nin Pentagon kanadı, 15 Temmuz FETÖ kalkışmasıyla birlikte Türkiye'nin parçalanmasını gerçekleştirmek istemiş, buna karşılık Obama-Kerry küreselci kanadı ise klasik darbe beklentisi içine girmişlerdir. Bu sebeple ABD tam 4 saat boyunca beklentilerinin gerçekleşmesini arzu etmişlerdir. Ne zaman ki işgal teşebbüsü bastırıldı ancak o a zaman sükûnet(!) tavsiye etmişlerdir. Öyle ki John Kerry, "Anlaşılıyor ki darbe iyi planlanmamış" bile diyebilmiştir.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry (16 Temmuz 2016): Bunu söylemek zorundayım ki, Türkiye'deki darbe girişimi çok parlak planlanmış ve uygulanmış gibi durmuyor. Fakat isterseniz tüm gerçekler ortaya çıkana dek yargıda bulunmaktan kaçınalım. 

Ziraat mobil neden hata veriyor, çöktü mü? Ziraat mobil neden hata veriyor, çöktü mü? Haberi Görüntüle

GÜNÜ GELECEK, HEPSİ KALEME DÖKÜLECEK 

Davutoğlu-Gül kliği Erdoğan'ı tasfiye üzerine yarışırken FETÖ'cülere göz yummuşlar ve bu alçak katil sürüsü, koca bir hükümetin gözleri önünde, koskoca bir millete ve devlete meydan okumuşlardır. İşgal teşebbüsü ise her zaman milletinin sesine kulak veren, cesur devlet-millet adamı Erdoğan'ın çabası  ve milletin ona olan güveniyle, ölümüne sokaklara çıkması sayesinde önlenmiştir.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş (22 Temmuz 2016): Bu sadece darbe değil, evet bir darbe kısmı var ama bunların zihnindeki şey sadece bir darbe değil. Darbe yaptıktan sonra Türkiye'yi şehir şehir, köy köy silahlı farklı grupların eline teslim etmek ve ondan sonra Türkiye'yi işgale hazır hale getirmek. Bu şimdiye kadar gördüğümüz darbelerin hepsinden çok farklıdır. Türkiye'yi dış işgale hazır hale getirmek istediler. Bu çok ağır bir ders oldu. Bu namussuz, aşağılık herifler, bütün kurumların birbirlerine şüpheli bakacağı bir dönemin kapısını açmaya çalışıyorlar. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (27 Ekim 2016): 2010 yılından itibaren bu yapıya (FETÖ) karşı açık tavır almaya başladığımda, özellikle de 17/25 Aralık emniyet, yargı darbe girişimiyle birlikte net bir duruş sergilediğimde, yanımda milletimden başka kimseyi bulamadım. 17/25 Aralık sürecinde tüm arkadaşlarımız bizi tam anlamış olsaydılar 15 Temmuz belki olmayabilirdi. Şu anda bildiklerimi söyleyemeyecek durumdayım. Ama günü geldiğinde inşallah onlar da kaleme dökülecektir.

Habere Tepki Ver

0

0

0

0

0

0

0

0


Bakmadan Geçme

Tümünü Gör ››

Loading