Dünya seyrederken onlar Gazze'nin işini bitiriyor: Kafası koparılmış kadın, erkek ve çocuklar Srebrenitsa'dan daha kötü

Dünya seyrederken onlar Gazze'nin işini bitiriyor: Kafası koparılmış kadın, erkek ve çocuklar Srebrenitsa'dan daha kötü

Gazze kuzeyinde tarihin gördüğü en büyük vahşetlerden biri dünyanın gözü önünde haftalardır yaşanıyor. İsrailli işgalci teröristler aç, susuz ve ilaçsız bıraktıkları halkı sokaklarda toplayıp tüm erkekleri göstere göstere öldürüyor. Yahudilerin yürüttüğü soykırıma ilişkin çarpıcı bir yazı kaleme alan İngiliz yazar David Hearst, yaşananların 30 yıl önceki Srebrenitsa'dan beter olduğuna dikkat çekiyor. 

Dünya

25.10.2024, 09:34

Londra merkezli Middle East Eye (MEE) yazarı ünlü İngiliz gazeteci David Hearst, Gazze sürmekte olan soykırıma ilişkin çarpıcı bir makale kaleme aldı. 

1995 yılında Sırp Radovan Karadziç ile Ratko Miladiç'in Bosnalı Müslümanlara yönelik soykırımından sahneleri hatırlatan Hearst, şu an Gazze'de yaşanmakta olan sahnelerin 1995 Srebrenitsa'sından daha beter olduğuna dikkat çekiyor. 

"Gazze katliamı: Netanyahu dünya izlerken işini bitiriyor" başlığıyla yayınladığı yazıda Hearst, İsrailli Yahudilerin önümüzdeki on yıllar boyunca Arap komşularıyla barış içinde yaşama şansını ortadan kaldırdığına işaret ediyor. 

Yüreğe dokunan makalesinde Hearst şunları yazdı:

Gazze'deki soykırıma ilişkin David Hearst makalesi.

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin eski Yugoslavya şubesi, Sırp liderler Radovan Karadziç ve Ratko Miladiç hakkındaki iddianameyi 19 Kasım 1995 günü yayınladı. 

Miladiç, 12 Temmuz 1995 ile 13 Temmuz 1995 tarihleri arasında binlerce Boşnak Müslüman erkek, kadın ve çocuğun BM askerî yerleşkesi ve çevresinde sığındığı Potoçari'ye yardımcıları ve bir televizyon ekibi eşliğinde gelmişti.

Sırp general Ratko Miladiç, Bosnalı Müslümanlara Srebrenitsa'dan güvenli bir şekilde nakledileceklerini söylerken kendini filme alıyordu. 

Dehşete kapılmış Bosnalılarla dolu otobüse bindi ve onlara seslendi:

"İyi günler. Uzun zamandır hakkımda hikayeler duyuyorsunuz. Şimdi bana bakıyorsunuz (şoför sözünü keser). Çenenizi kapatın. Sizin işiniz araba kullanmak. 

Ben General Mladiç'im. Aranızda sağlam insanlar var. Hepiniz güvendesiniz. Kladanj'a götürüleceksiniz. Size güvenli bir yolculuk diliyoruz. 

Askerlik çağında olanlar, bir daha cepheye gitmeyin. Artık affetmek yok. Şimdi hayatınızı bir hediye olarak veriyorum."

Ama küçük yaştakiler de dahil olmak üzere erkekleri ayırdılar ve onların hepsini öldürdüler.

Srebrenitsa'da soykırım yürüten Ratko Miladic

İddianamenin devamında aynı tarihlerde, BM yerleşkesine sığınan Müslüman kadın ve erkeklerin özet yargılamalarla infaz edildiği, cesetlerinin yerleşkedeki tarla ve binalarda bırakıldığı belirtiliyor. 

Srebrenitsa soykırımından neredeyse 30 yıl sonra, Gazze'nin kuzeyindeki  Cibaliye mülteci kampında her gün aynı sahneler, hatta daha da kötüleri yaşanıyor.

Cinayetler organize bir şekilde gerçekleşiyor. 

Erkekler kadınlardan ayrılıyor, bilinmeyen bir kadere doğru sürükleniyor. Bazıları bir daha asla görülmüyor. Cesetler Cibaliye sokaklarını kaplıyor. 

Kampın sokakları infaz kanıtlarıyla dolu: Başları koparılmış erkek, kadın ve çocukların cesetleri binaların girişlerinde yatıyor. 

Ve Srebrenitsa'daki katliam alanlarının aksine; her şey videoya kaydedilmiş. Bu arada İsrailli bir askerin nakil bekleyen çocuklara şeker dağıttığı görülüyor. Bugün Gazze kuzeyinde yaşananlar Gazze'ye son bir yılda gelen dehşetten niteliksel olarak farklıdır. 

İsrailli teröristler Gazze halkını sokaklarda toplayıp öldürülecek olanları seçiyor.

Gözlerimizin önünde yaşananlar 700 bin Filistinlinin mülteci durumuna düşürüldüğü 1948 Nekbe'sinden daha kötüdür. Zira Deyr Yasin ve Tantura'da yaşananlar, Gazze'nin kuzeyinde her gece meydana geliyor. 

Öldürme teknolojisi değişti. Ama arkada kimseyi sağ bırakmama gayesi değişmedi. 

Bugün tam bir kuşatma yaşanıyor. Yiyecek, su veya tıbbi bakım gelmiyor. Bir yıllık bombalamadan sonra sağlık sisteminden geriye kalanlar sistematik olarak sökülüyor. Okullar bombalanıyor. Kuzey Gazze yaşanmaz hale getiriliyor. 

Srebrenitsa'da olduğu gibi, sivil mağdurlar 'güvenli bölgelere' gönderiliyor ve ardından öldürülüyor. 

"Ölüm kokusu her yerde" diye yazıyor UNRWA Başkanı Philippe Lazzarini; "cesetler yollarda veya molozların altında bırakılıyor. Cesetleri defnetme ve insani yardım sağlama talepleri reddediliyor."

Srebrenitsa'da 8 binden fazla Boşnak Müslüman erkek ve çocuk öldürüldü. Gazze kuzeyinde 400 bine yakın Filistinli yaşıyor ve her gece onlarcası topçu ateşi, İHA saldırıları veya yargısız infazlar sonucu hayatını kaybediyor. 

Bu 3 haftadır sürüyor ve Benjamin Netanyahu'ya durması için uluslararası baskı yok. Hiçbir batılı liderden kınama açıklaması yok. 

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UCJ) önündeki iki dava, soykırım, insanlığa karşı suçlar ve savaş suçlrı gibi modern zamanların uluslararası hukukunu ihlal etme konusunda en ağır iddialardan bazılarını içeriyor. Ancak bunlar hâlâ askıda.

UCM Savcısı Kerim Han'ın Netanyahu ve Yoav Gallant için tutuklama emri talep etmesinden buyana 5 ay geçti. Savaş suçu işledikleri iddiasıyla aranan Hamas liderleri İsmail Haniye ve Yahya Sinvar öldü; İsrail'e göre Muhammed Dayf da öldü. 

Geriye sadece İsrailli yetkililer hakkında yakalama emri kaldı ve henüz hiçbir karar çıkmadı. Savcının talep ettiği bir tutuklama emrinin ön duruşma dairesindeki hâkimler tarafından onaylanması için ortalama iki ay beklenir . 

Roma Statüsü'ne göre mahkemenin amacı yalnızca savaş suçlarından sorumlu olanların hesap vermesini sağlamak değil, aynı zamanda daha fazla suç işlenmesini önlemektir.

Ama beş aydır bu mahkeme felç olmuş durumda, her gün savaş suçları işleniyor.

Netanyahu, tutuklama emriyle karşı karşıya kalmaktan uzak, genel alkışlar eşliğinde selam veriyor.

Yahya Sinvar'ın ölümü, içeride, kendisine aylar önce savaşı durdurmasını söyleyen baş destekçisi ABD Başkanı Joe Biden'a karşı gelme politikasının bir haklılığı olarak görülüyor.

İsrail'de Kanal 12'nin yorumcusu Amit Segal, Sinvar'ın öldürülmesindeki 'başarının', İsrail'in bir yıldır kimseyi dinlememesi ve tüm uluslararası baskılara rağmen ateşkesten kaçınarak askerî stratejisini sürdürmesinden kaynaklandığını söyledi. 

Joe Biden bir şey söylüyor ama hepimizin bildiği gibi İsrail'i dişlerine kadar silahlandırmaya devam ediyor. Donald Trump ise ne düşündüğünü doğrudan söyleme gibi bir ayrıcalığa sahip. 

İkisi de sessizlikleriyle bu yaşananları tamamen kabullenmiş durumda. Bu dünyadaki Keir Starmer'lar ve Anthony Blinken'lar, eski ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo veya Trump'ın damadı ve danışmanı Jared Kushner gibilerden daha kötüdür. 

Blinken bölgedeki 2. turunda Netanyahu'ya, emekli generaller tarafından tasarlanan ve kuzey Gazze nüfusunu açlıktan zorla dışarı atma planının yürürlüğe konulduğuna dair 'bir algı olduğunu' söyledi. Netanyahu tarafından kolayca savuşturuldu, zira Netanyahu, Biden'a defalarca yaptığı gibi, ona da yalan söyledi. 

Gazze'de katliamlar devam ediyor çünkü Netanyahu, Biden'ın başkanlık seçimlerine günler kaldığını ve onu durduracak siyasi sermayenin tükendiğini biliyor. İster kamuoyuna açıklasınlar ister açıklamasınlar, Netanyahu hepsini Gazze ve Lübnan'daki savaşın gidişatını değiştirdiğine ve 'işini bitirmesi için izin verilmesi gerektiğine ikna etmeye' çalışıyor. 

Peki bu ne anlama geliyor? İş nerede bitiyor?

Yahudi Gücü Partisi'nin dindar siyonistlerine göre savaşın sonu, tüm Filistinlilerin tahliyesi ve Gazze'nin yerleşimciler tarafından tamamen ele geçirilmesi anlamına geliyor. 

'Güçlerini' vurgulamak için pazartesi günü Gazze sınırından 3 kilometre uzakta ve top atışlarının sesleri eşliğinde bir konferans düzenlelndi. Likud Partisi'nden hatırı sayılır bir katılımcı da oradaydı. 

Konferanstakilerin çoğu, tüm Filistinlilerin İsrail'den zorla sürülmesi gerektiğini söyleyen ABD doğumlu haham ve hükümlü terörist Meir Kahane'yi kutlayan çıkartmalar taşıyordu. 

Yerleşimcilerin lideri Danielle Weis, örütü Nahala'nın Gazze'de yapılacak konutlar için milyonlarca dolar değerinde anlaşma yapıldığını iddia etti. Weis, "Yahudilerin Gazze'ye nasıl yerleştiğine ve Arapların Gazze'den nasıl kaybolduğuna tanık olacaksınız" diyor.

Etkinliğe katılan Likud milletvekili Tally Gotliv ise planı Netanyahu'nun da desteklediğini belirterek şunu söylüyor:

"Gazze'nin kuzeyindeki insanlar, Hamas savaşçılarının 7 Ekim'de geçmesine izin verdi. Onlara merhametim yok. Sahip olduğumuz tek merhamet, onlara gitme şansı vermemizdir... Gitmeliler ve güneye gitmeliler."

Habere Tepki Ver

0

0

0

0

0

0

0

0

Yorumlar (0)

Atilla Diş

TRHaber.com - Dünya


Bakmadan Geçme

Tümünü Gör ››

Loading