Filistin'de kayıp cesetlerin akıbeti ne oldu? Hastane baskınında yeni detay ortaya çıktı! Dünyanın en büyük deri ve organ bankası İsrail'de!

İsrail, 7 Ekim'den bu yanan Gazze’ye havadan, karadan saldırıyor. Katil ordunun yaptığı katliamlar nedeniyle bazı cenazelerinin kayıp olduğu konuşulmaya devam ediyor. 2009 yılında kendisini Filistinli bir diş hekimi olarak tanıtan kadınla yapılan röportaj görüntüleri sosyal medyada kayıp cesetlerin akıbetinin ne olabileceğini ortaya çıkardı.
İşgalci İsrail tarafından 52 gündür Gazze'de uygulanan abluka ve bombardımanlar sonucu 15 bine yakın sivil katledildi. Çatışmanın başladığı ilk günden beri hastaneleri hedef alan işgalci Filistinlilerin kayıp cesetlerine dair kaçırılma skandalları gündeme geldi. İşgalcilerin Gazze'deki soykırımıyla beraber 2009 yılında İsrailli bir diş hekiminin İsveçli bir doktora verdiği röportajındaki ifadeler kayıp cesetlerin akibetlerinin ne olduğunu ortaya çıkardı.
KAYIP CESETLERE NE OLDU?
İngiltere merkezli The Guardian gazetesinin İsrail ile ilgili 14 yıl önceki İsveç kaynaklı haberinde, “İsrailli doktorların, öldürülen Filistinlilerin organlarını ve derilerini ailelerinin rızası olmadan topladığı”na ilişkin ifadelere yer verdi ‘Deri ve organ bankası’ itirafı ile gündeme gelen görüntüler kayıp cesetlerin akıbetini ortaya koydu. 7 Ekim’de başlayan savaşta özellikle hastaneleri hedef alan işgalcilerin Şifa Hastanesine yaptığı saldırısı esnasında işgalciler tarafından Filistinli cesetlerin bir kısmının kaçırıldığı aktarıldı
EN BÜYÜK İNSAN DERİ VE ORGAN BANKASI İSRAİL'DE YER ALIYOR
Lübnan merkezli lbcı sitesinde "Gizlilik Perdesinin Ardında: İsrail Deri Bankası ve Organ Toplamayla İlgili Tartışmalar" başlığı altında bankayla ilgili şu önemli detaylar paylaşıldı:
İsrail gibi bir ülkede ordu, özellikle askerlerdeki cilt yaralanmaları da dahil olmak üzere yaralıların tedavisi için her zaman en son teknolojilere sahip olmaya çalışır. Buradan hareketle, 1973 savaşı sonrasında, çatışmalarda yanan askerlerin tedavisi için "İsrail Deri Bankası"nın kurulması fikri ortaya çıktı.Bankanın kuruluşu, özellikle Yahudi dininde organ bağışının yasak olması nedeniyle hahamların karar vermesi gerektiği için 12 yıl ertelendi. 1985 yılında hahamlar, deri bağışına veya başka bir kişiden deri alınmasına izin veren bir karar yayınladı.
DERİLER VE ORGANLAR İSRAİLLİLERİN CESETLERİNE AİT DEĞİL
Sosyal medyada yankı uyandıran röportajda kadının ifadeleri kan dondurdu. Deri ve organ bankasında İsrailli cesetlerin olmadığını özellikle Filistinlilerin olduğunu söyleyen kadın cesetlerle ilgili şu açıklamalarda bulundu; İsrail, Filistinlilerin organlarını ve derilerini topluyor. Dünyanın en büyük deri bankasına sahipler ve yanıkları, kanseri vb. tedavi etmek için kullanıyorlar. Bankadaki derinin büyük kısmı İsraillilere ait değil. Filistinlilere, özellikle de 'kimliği belirlenemeyen cesetlere' ve 'otopsiden geçemeyenlere' ait. Neden İsraillilerin derisini kullanmadıklarını merak edebilirsiniz. Çünkü İslamiyet'te ve Yahudilikte bir bedenin mümkün olduğunca bütün olarak Allah'a dönmesi gerekir. İsrail bunun İslam'ın da bir parçası olduğunu biliyor ama Filistinlileri sadece hayvan olarak gördüğü için bizim ölülerimize bile saygısı yok.
"ORGANLARINI ALMAK İÇİN ÖLDÜRÜYORUZ"
İsveççe yayın yapan The Aftonbladet gazetesinde 2009 yılında konuyla ilgili çarpıcı detaylar paylaşıldı. İsrail'in Abu Kabir adlı tıp enstitüsünün eski başkanı Dr. Yehuda Hiss ile yapılan röportajda "Derileri ve organları için onları öldürüyoruz" ifadeleri yer almıştı.
HASTANE BASKINI SIRASINDA FİLİSTİNLİLERE AİT CESETLER KAÇIRILDI
Gazze Şeridi'ndeki Şifa Hastanesinde görevli doktor Mutez Harara işgalci İsrail güçlerinin hastaneye düzenlediği baskın sırasında sağlık personeline saldırdığını, Filistinlilere ait cesetlerin bir kısmını kaçırdığını belirtti. Harara'nın verdiği bu bilgi neticesinde işgalci İsrail'in yıllar önce devreye soktuğu deri ve organ bankasının aktif olduğu anlaşıldı.Bazı hastaların askerler tarafından götürüldüğünü, Filistinlilere ait cesetlerden bazılarının ise kaçırıldığını söyleyen Harara, soykırımcı İsrail ordusunun hastanede elektriği kestiğini ve tıbbi cihazları kullanılamaz hale getirdiğini bildiren Harara, askerlerin hastaneden ayrılmadan önce jeneratörlerin ve tıbbi ekipmanların bulunduğu bölümleri patlattığını kaydetti.
