AB Dönem Başkanlığını yürüten Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen Ortak Dış ve Güvenlik Politikası (ODGP) ve Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası (OGSP) Parlamentolararası Konferansı’na katılan TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, burada yaptığı konuşmada önemli açıklamalarda bulundu. Akar, Avrupa Birliği genişlemesinin AB'yi sağlam ve dirençli hale getirecek bir araç olduğunu belirtti. Akar, AB'nin tüm adayları eşit biçimde teşvik etmesi gerektiğini ifade ederek "Liyakat temelli süreç, yüzeysel ve kısmi kısa vadeli çıkarların yönlendirdiği ön yargıların gölgesinde bırakılmamalıdır. Bireysel ya da tek taraflı vetolar ya da siyasi ablukalar önlenmelidir. Hiç şüphe yok ki Türkiye, jeopolitik açıdan daha güçlü bir Birliğin en önemli aktörlerinden biridir." dedi.
İsrail'in şehit ettiği Ayşenur Ezgi Eygi'nin öldürülmesindeki kurşun detayı ortaya...
AB'NİN ÇİFTE STANDARDI
Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğe stratejik hedef olarak bakmaya devam ettiğini vurgulayan Hulusi Akar, AB'nin adil olmayan muamelesi ve stratejik vizyon eksikliğinin sinir bozucu hale geldiğini söyledi. Akar, Konseyin 2019 yılında Türkiye'ye karşı aldığı tedbirler, Türkiye'nin katılım süreci açısından siyasi bir blokaj olmaya devam ediyor." dedi. AB'ye yönelik eleştirilerini sürdüren Akar, birliğin taahhütlerini yerine getirmediğini ve ikili ilişkilerde engelleri ortadan kaldırmak için somut adımlar atmadığını belirterek Türkiye'nin buna rağmen katılım sürecine bağlılığını devam ettirdiğini hatırlattı.
Bölgedeki kritik gelişmelerin örneğin Ukrayna'daki savaş ve Filistin'deki İsrail katliamının Avrupa'nın güvenlik mimarisi üzerinde doğrudn etkiye sahip olduğunu ifade eden Hulusi Akar, bu bakımdan daha dirençli ve sağlam bir Avrupa Birliği oluşturulmasının bir zorunluluk olduğunu vurguladı.
Hamas'tan ateşkes için Netanyahu'ya baskı çağrısı: 'BMGK'nın kararına bağlılığımızı teyit...
TÜRKİYE İLE AB İLİŞKİLERİ DAHA DA DERİNLEŞTİRİLMELİ
Türkiye'nin bölgedeki rolüne de değinen Akar, savunma ve güvenlik politikası alanında Türkiye ile AB arasındaki diyalog ve işbirliğinin daha da derinleştirilmesi gereğine dikkat edilmesinin kaçınılmaz olduğunu, bunun her iki tarafın da menfaatine olduğunu ifade etti. Akar, sözlerini şöyle sürdürdü: "AB, savunma harcamalarını arttırmaya ve Türkiye de dahil olmak üzere mevcut potansiyelleri kullanarak tüm müttefikleriyle işbirliği yapmaya hazırlıklı olmalıdır. Kıbrıs meselesi ve Rusya'ya yönelik yaptırımlar üzerinden Türkiye'ye yöneltilen iddialar, Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde tamamen temelsizdir."
Rum kesiminin Ada'da iki halk ve iki devlet olduğunu kabul etmesi gerektiğini belirten Hulusi Akar, "2017 yılında Crans-Montana'da masadan kalkarak aynı şeyi bir kez daha yaptığını sizlere hatırlatmak isterim. Ada'da iki halk olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz. Bu adada iki devlet bulunmalı ve ilgili çözüm ancak egemenlik, eşitlik ve eşit uluslararası statü ilkelerine dayanmalıdır." dedi.
Türkiye'ni tek taraflı yaptırımlara hiçbir zaman iştirak etmediğini hatırlatan Akar, Türkiye'nin Rusya'ya yönelik yaptırımların ihlal edilmemesi için de gerekli tüm tedbirleri aldığını dile getirdi.
Akar, konuşmasında son olarak Yunan parlamenterlerin açıklamalarına tepki göstererek, "Yunanlı meslektaşlarımızın asılsız iddialarına cevaben, Kıbrıs Barış Harekatı 1974 yılında Yunan cuntasının etnik temizlik ve katliamını durdurmak için gerçekleştirilmiştir. Bugün Ada'daki Türk kuvvetleri 1974'ten bu yana barış ve istikrarın tek unsurudur." dedi.
Yorum Yaz