Arkeologlar, bir zamanlar balıkçılık ve kaliteli inciler ve diğer değerli taşların ticaretiyle ünlü olan kayıp şehir Tu'am'ın yerini bulmuş olabileceklerini duyurdu. Ayrıca şehrin bir zamanlar Körfez Kıyısı'ndaki önemli bir bölgenin başkenti olduğuna da inanıyorlar. Bugün Birleşik Arap Emirlikleri var.
Umm al-Quwain bölgesinde kazılar sürüyor. Tuam'ın 6. yüzyılda en parlak döneminde olduğu o kadar iyi biliniyordu ki, eski Arap metinlerinde ondan bahsediliyordu.
Veba salgını ve bölgesel gerilimlerin ardından şehir geriledi ve unutuldu. Ancak artık Al Sinia Adası'nda çalışan uzmanlar, son yıllarda inci köyü ve manastırın bulunduğu bölgenin bu kayıp şehrin yeri olabileceğine inanıyor.
Rus savaş uçağı Amerikan SİHA'larından korkup kaçtı: Karadeniz olayı bir...
HEYECANLANDIRAN KEŞİF
Arkeologlar, dar sokakların çevresine sıkışık yerleşim birimlerinin yer aldığı, binlerce insanın yaşadığı ve sosyal sınıf sistemine sahip ultra modern bir yarı kentsel yerleşimi akla getiren antik büyük binaların kalıntılarını keşfettiler.
Bölgedeki çalışma, Umm Al Quwain Turizm ve Arkeoloji Departmanı tarafından, başkan Şeyh Majid bin Saud Al Muala'nın rehberliğinde ve yerel ve uluslararası ortaklarla işbirliği içinde gerçekleştirildi.
Turizm ve Arkeoloji Bakanlığı arkeoloji ve miras dairesi müdürü Rania Hussain Kannouma, "Bu yıl, binaların planını daha iyi anlamak ve arkeolojik yapıları belgelemek için evlerin içindeki birkaç odada ve manastırın Hıristiyan bölgesinde daha fazla kazı yapılarak inci şehrinin güney ucunda kazılara devam edildi." ifadelerini kullandı.
Darbe girişiminde bulunan Bolivyalı general Juan Jose Zuniga kimdir? Neden...
İNCİLERİ İLE ÜNLÜ ŞEHİR
Al Siniya'daki yerleşim en azından dördüncü yüzyıldan kalmadır ve beşinci ve altıncı yüzyıllarda zirveye ulaşmıştır. Şehir, 6. yüzyılın sonlarında ve 7. yüzyılın başlarında bir Hıristiyan manastırı (modern BAE'de bulunan ikincisi) kuran Nasturi rahiplerin ilgisini çekti.
Umm Al Quwain'deki antik bir alan, bir zamanlar Körfez Kıyısı'nın başkenti olabilir ve incileriyle ünlüdür. BAE Üniversitesi'nden Profesör Tim Power, "Arkeolojik çalışmalar, Emirlik Körfezi kıyısında şimdiye kadar bulunan en büyük yerleşimi ortaya çıkardı. Erken İslam coğrafyası kaynaklarında anlatılanlarla tam olarak kronolojik dönemdir. Kesinlikle çok önemli bir yer. Onu şimdiye kadar kimse bulamadı." dedi.
Önce atılmış istiridye kabuklarıyla çevrili küçük taş kulübeler inşa ettiler. Daha sonra inci ticaretinin başarısı nedeniyle şehir, daha uzaklarda inşa edilen daha zengin tüccarlar için daha büyük konutlar ve gösterişli avlularla genişledi. İşçi evleri, işçi gruplarının yerleşim yerinde kaldığını doğruluyor.
Plastik cerrah eşini ölüme terk etti! Eşi Hillary Brown'a estetik...
İNSANLIK TARİHİNE IŞIK TUTACAK
Dr. Michele Degli Esposti, Umm Al Quwain'deki İtalyan Arkeoloji Misyonu başkanı ve Polonya Bilimler Akademisi'nde araştırmacı, "Zengin türler, muhtemelen daha kuzeyde inşa edilmiş büyük binalarla birlikte mahalleyi terk etmiş gibi görünüyor" dedi ve ekledi. "Bu tür bir sosyal tabakalaşmayı görmeye başlıyoruz."
Arkeologlar, her dairenin yaklaşık 30 metrekareye yayıldığı, gelişen ama kalabalık bir şehrin resmini çizdiler. Bebek ölümleri yüksekti. Tannur fırınları, yani ters çevrilerek ekmek yakmak ve pişirmek için kullanılan büyük kil kavanozlar bulundu. Irak'tan gelen şarap kaplarının yanı sıra balık kemikleri de keşfedildi.
Ancak bölge sakinleri lagünde sadece balık tutmuyordu. Profesör Power , "Aynı zamanda daha büyük balıklar bulmak için açık denizlere de gidiyorlardı " dedi.
Bulgular aynı zamanda bölge sakinlerinin Irak, İran ve Hindistan ile ticaret yaptığını da gösteriyor. Bu yıl , Arapça'dan önce bölgede hakim dil olan eski Aramice dilinde bir yazıt bulunan kavanozlar bulundu .
Yorum Yaz