Sınırı aştılar! PKK/YPG için iki körüyü havaya uçuran ABD mutabakatı ihlal etti!
ABD, Suriye’deki PKK/YPG’ye verdiği destekle dikkat çekerken, 2019 Ankara ve Soçi mutabakatlarıyla bölgedeki güvenlik düzenini belirledi. Ancak bu anlaşmaların ihlal edilmesi ve terörist varlığının devam etmesi, Türkiye’nin Ayn el-Arab’a yönelik operasyon hazırlığını haklı kılıyor. ABD’nin bölgedeki müdahalesi ve yaptırımlarına rağmen, Türkiye ulusal güvenliğini sağlamak için adımlar atmaya kararlı görünüyor.
ABD, Suriye’deki iç savaşın ardından PKK/YPG'ye verdiği destekle dikkat çekse de, 2019’da imzaladığı mutabakatlar gereği, bölgedeki bazı anlaşmalara uymak zorunda. Ancak bu anlaşmaların ihlali, Türkiye’nin Ayn el-Arab’a yönelik olası operasyonunu haklı kılacak bir zemin oluşturuyor.
2019 ANKARA MUTABAKATI VE SOÇİ MUTABAKATI
Türkiye’nin güvenlik kaygılarını azaltmak amacıyla 17 Ekim 2019 tarihinde imzalanan Ankara Mutabakatı’na göre, YPG’nin ağır silahlarının toplanması ve bölgedeki tüm muharip mevzilerin kullanılamaz hale getirilmesi öngörülmüştü. Ayrıca, Türkiye'nin kontrolünde 30 kilometre derinliğinde bir güvenli bölge kurulması kararlaştırıldı. Bu anlaşmanın ardından, aynı yılın 22 Ekim’inde Rusya ile Soçi Mutabakatı imzalandı. Bu mutabakata göre, Münbiç ve Tel Rıfat bölgelerindeki YPG unsurlarının silahlarıyla birlikte çıkarılması ve Türk-Rus ortak devriyelerinin başlatılması gerektiği belirtildi. Ancak, bu anlaşmaların ardından PKK/YPG, varlığını sürdürmeye devam etti.
YPG’NİN KARŞITLIĞI VE TÜRKİYE’NİN GÜVENLİK KAYGILARI
Barış Pınarı Harekâtı sonrasında yapılan anlaşmalara rağmen, YPG/PKK'nın Ayn el-Arab, Münbiç ve Tel Rıfat gibi bölgelerdeki varlığı devam etti. Bu bölgelerden Türkiye’ye yönelik taciz ateşleri ve bombalı saldırılar arttı. Özellikle Ayn el-Arab’dan yönlendirilen saldırılar, Türkiye’nin sınır güvenliğini tehdit etti. YPG, kimlik değiştirerek Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adı altında faaliyet göstermeye devam etti, ancak Türkiye, bu yapılanmanın PKK’nın bir başka yüzü olduğunu savundu.
TÜRKİYE’NİN MEŞRU MÜDAFAA HAKKI
Birleşmiş Milletler’in 51. Maddesi’ne göre, Türkiye’nin kendisini savunma hakkı bulunuyor. Ayn el-Arab’daki terörist varlık, Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit ederken, yapılan anlaşmaların ihlal edilmesi, Türkiye’yi bölgeye yönelik yeni operasyonlar yapmaya zorlayacak bir durum oluşturuyor. Türkiye, ABD ve Rusya'nın garantör olduğu mutabakatların uygulanmadığını vurgulayarak, bölgedeki güvenlik boşluğunun doldurulması gerektiğini ifade ediyor. Bu bağlamda, Ayn el-Arab’ın terörden arındırılması, Türkiye için artık bir zorunluluk haline gelmiş durumda.
ABD’NİN YAPTIRIMLARI VE TÜRKİYE’YE YÖNELİK SANSÜRLER
Suriye’deki iç savaşta, PKK’nın uzantısı PYD/YPG’yi eğitip donatan ABD, Türkiye’nin bu desteği reddetmesi ve kendi güvenliğini sağlamak için adımlar atması nedeniyle defalarca yaptırım uyguladı. Türkiye’nin NATO müttefiki olmasına rağmen ABD, Türkiye'nin talep ettiği Patriot hava savunma sistemini vermedi. Aynı şekilde, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi almasına tepki gösteren ABD, Türkiye’yi F-35 programından çıkardı ve Türkiye için üretilen F-35 uçaklarını teslim etmedi. ABD’nin uyguladığı askeri yaptırımlar bununla da sınırlı kalmadı, belirli Türk bankalarına ve savunma sanayi bürokratlarına yönelik yaptırımlar da devreye girdi. Ayrıca, Türkiye’ye yönelik bazı stratejik ürünlerin ihracatı kısıtlandı.
TÜRKİYE’NİN HAKLI OPERASYON HAZIRLIĞI
ABD'nin bölgedeki müdahalesi, Türkiye’nin güvenlik kaygılarını artırırken, anlaşmaların ihlali Türkiye’nin meşru müdafaa hakkını güçlendiriyor. Ayn el-Arab ve çevresindeki terörist varlık, Türkiye’nin bölgedeki operasyon hazırlığının haklı bir temele dayandığını gösteriyor. ABD’nin Suriye’deki PKK/YPG’ye verdiği destek ve yapılan mutabakatların ihlali, Türkiye’nin askeri müdahale için uluslararası alanda daha sağlam bir zemin bulmasına olanak tanıyacak gibi görünüyor.