'Türk balıkçı teknelerini batırın' diyen FETÖ'cü, Yunanistan ve Güney Kıbrıs'a yeni filo istedi

Fetullahçı Terör Örgütü'nün Amerikan istihbaratındaki akıl hocalarından siyonist Michael Rubin, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs'a "Türk balıkçı teknelerini vurun" çağrısı yaptı.
ABD'deki İsrail lobisi, Yunanistan ile Güney Kıbrıs'ı Türkiye'ye karşı harekete geçmeye zorluyor. Deniz Mekânsal Planlama haritası çerçevesinde son dönemde Atina'dan gelen kışkırtıcı mesajlar ve Güney Kıbrıs merkezli tehditlerle eşzamanlı olarak şimdi "Türk balıkçı gemilerini batırın" çağrısı yükseldi.
ABD'de İsrail çıkarlarının öndegelen savunucularından Michael Rubin, son yazısında Türk balıkçılık sektörünü hedef aldı.
FETÖ'nün akıl hocalarından askerî istihbaratçı Rubin, Türkiye'nin balıkçılık faaliyetinden yılda 3 milyar dolar gelir elde ettiğine dikkat çekerek ABD, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs savaş gemilerini 'harekete geçmeye' çağırdı.
Rubin'in Middle East Forum adlı yayın organı için kaleme aldığı yazı, önümüzdeki dönemde İsrail destekli Atina yönetiminin Ege yahut Akdeniz'de bir çılgınlığa girişebileceğine dair önemli bir işaret oldu.

TÜRKLER BALIKÇILIKTAN 3 MİLYAR DOLAR KAZANIYOR
Amerikan ve İsrail vatandaşı siyonist Rubin "Türkiye Çin'in aşırı avlanma modelini mi uyguluyor?" başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye, Kıbrıs, Suriye ve Irak'taki emperyal hırslarını iletletmek için Çin'in 'salam dilimleme' stratejisini taklit ettiği gibi, şimdi de Ege Denizi'nde hem ekonomik hem de emperyal kazanç sağlama adına Çin'in aşırı avlanma stratejsini izliyor.
Su ürünleri yetiştiriciliği Ege ve Doğu Akdeniz'de büyük bir endüstridir. Yunanistan'ın su ürünleri yetiştiriciliği endüstrisi Atina'nın gayri safi yurtiçi hasılasına yaklaşık 1 milyar dolarlık katkı sunuyor. Türkiye'nin balıkçılık endüstrisi ise millî servetine 3 milyar dolar ekliyor.
Ancak Türkiye giderek daha fazla hile yapmaya ve haksız avantaj elde etmeye çalışıyor. Türkiye devlet sübvansiyonlarından faydalanıyor ve Çin gibi çevre kontrollerini görmezden geliyor.
Ayrıca Ankara, ürünlerinin ABD ve Avrupa'daki 50'den fazla varış noktasına Türk Hava Yolları aracılığıyla taşınmasını büyük ölçüde sübvanse ediyor ve bu da ihracat maliyetlerini önemli ölçüde düşürüyor.
Bu, Türkiye'nin pazarı baltalamasına olanak sağlıyor. Türk balık ihracatı, daha düşük ABD tarifeleri (yüzde 20'ye karşı yüzde 10) ve Avrupa Birliği'ne ithal edilen mallar için, içinde geliştirilenlere kıyasla kalite kontrolleri yapılmaması nedeniyle giderek ABD ve Avrupa Birliği pazarlarına hakim oluyor."
TÜRK BALIKÇI TEKNELERİNİ GEREKİRSE BATIRIN
"Tek başına bakıldığında, Yunan balıkçılık stoklarına yönelik artan Türk tecavüzü, birçok komşuyu, dostu ve düşmanı aynı şekilde karakterize eden düşük seviyeli bir anlaşmazlık gibi görünebilir.
Türkiye'nin 'Mavi Vatan' adıyla deniz genişlemesi ve Yunan-Kıbrıs münhasır ekonomik bölgelerine yönelik zorlukların yanı sıra, asimetrik ve gri bölge savaşına doğru artan dönüşü bağlamında, Washington ve Brüksel, Türkiye'nin aşırı avlanmasını ekonomik emperyalizm ve komşularının hayati endüstrilerinin ekonomik sürdürülebilirliğine karşı savaş açma yönünde kasıtlı bir çaba olarak kabul etmelidir.
ABD ve İsrail donanmaları, Yunan ve (Güney) Kıbrıs savaş gemilerine Doğu Akdeniz'de eşlik etmekle kalmamalı; hep birlikte Türk balıkçı teknelerini durdurmak, engellemek ve gerekirse batırmak için seferber olmalıdır.
Washington ve Brüksel, Türkiye'nin ekonomik emperyalizmini ve yasadışı deniz faaliyetlerini gündeme getirmeli, Kıbrıs ve Yunanistan'ı uluslararası forumlarda desteklemelidir. Kıbrıs ve Yunanistan'ın sahil güvenlik filosunu yenileme, güncelleme ve genişletme konusunda Washington yardım etmelidir.
Güney Çin Denizi ve Hint Okyanusu'nda tek Çin yeter; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Şi Cinping zihniyetini Doğu Akdeniz ve Ege'ye kanalize etmesine gerek yok. Zira bundan daha azı bile savaş nedenidir."
TRHABER