Türkiye'den İsrail'in Golan Tepeleri'ndeki yeni işgallerine tepki: 'Son derece tehlikeli eylemler'

Türkiye'den İsrail'in Golan Tepeleri'ndeki yeni işgallerine tepki: 'Son derece tehlikeli eylemler'

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "İsrail'in Golan Tepeleri'ni aşan, işgal ettiği alanları genişletici eylemlerini son derece tehlikeli ve Suriye'nin istikrarını bozmaya çalışan eylemler olarak görüyoruz." dedi.

 

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, terör devleti İsrail'in Golan Tepeleri'ndeki işgali genişletme çabalarına tepki gösterdi. Yılmaz, İsrail'in eylemlerini son derece tehlikeli bulduklarını söyledi. 

Yılmaz, TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşların 2025 yılı bütçeleri üzerine yaptığı konuşmasına, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan adına Genel Kurulu selamlayarak başladı.

Bütçe görüşmelerinin sadece ekonominin konuşulduğu platformlar olmadığını ifade eden Yılmaz, hükümet adına bölgedeki gelişmelere ilişkin fikirlerini Genel Kurul ile paylaşmak istediğini söyledi.

Suriye'de yeni bir dönem ile karşı karşıya olunduğunu vurgulayan Yılmaz, antidemokratik, otoriter yönetimin, diktatörlüğün devrildiğini, Suriye halkının yeni bir ortam oluşturduğunu ifade etti.

Komşu Suriye'de geçici bir idarenin söz konusu olduğunu, bundan sonraki süreçte kalıcı bir siyasi yapıyla Suriye'nin yoluna devam etmesini beklediklerini anlatan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye Cumhuriyeti olarak buradaki tavrımız, tutumumuz son derece açıktır. Suriye'de, hangi dinden, mezhepten, inançtan, etnik kimlikten olursa olsun Suriye halkının tamamını kapsayan bir siyasi yapılanmayı savunuyoruz ve buna katkıda bulunmak için elimizden gelen tüm gayreti sarf ediyoruz. Suriye'nin toprak bütünlüğünden, egemenliğinden yanayız. Suriye'nin bir bütün olarak varlığını devam ettirmesini, huzur, refah içinde bir gelecek oluşturmasını istiyoruz. Komşularına, bölgeye istikrarsızlık aktarmayan, kendi içinde huzuru, istikrarı yakalamış hem de tüm bölgenin huzuruna istikrarına refahına katkıda bulunan bir Suriye görmek istiyoruz. Bu elbette kolay değil. İçinde bulunduğumuz süreç elbette bazı belirsizlikler, riskler içeriyor ama biz tüm gayretimizle Suriye halkının tamamının yanındayız, yanında olmaya devam edeceğiz."

"ŞARTLAR OLUŞTUĞUNDA, SURİYE ÇOK HIZLI TOPARLANACAKTIR"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Suriye'nin çok çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir coğrafya olduğunu aktardı.

Suriye'nin şehir kültürü, estetiği gelişmiş, ticareti, ekonomiyi bilen bir coğrafya olduğuna dikkati çeken Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İnanıyorum ki uygun şartlar oluştuğunda, Suriye çok hızlı toparlanacaktır. Yeter ki hep birlikte destek olalım. Suriye'nin maalesef geçtiğimiz 13-14 yılda altyapısı, ekonomisi, kurumları tahrip edildi. Şimdi yeniden inşa zamanı. Suriye'yi ekonomisiyle, kurumlarıyla, altyapısıyla hep birlikte inşa etmek durumundayız. Burada, uluslararası topluma ve tüm sorumlu ülkelere görev düşüyor. Gelin hep birlikte Suriye'nin yeniden inşa sürecine katkıda bulunalım. Özellikle Birleşmiş Milletlerden Avrupa Birliği'ne, bölgedeki dost, kardeş ülkelere varıncaya kadar el birliğiyle bunu yapmamız lazım. Bunu Suriye halkıyla birlikte yapabiliriz. Suriyeli vatandaşlar, devrim sonrası ellerinden geldikçe sokaklarını, evlerinin önünü temizlemeye gayret ediyorlar. Bunu yapan bir toplum kendi geleceğini de çok iyi inşa eder. Yeter ki biz birlik içinde onlara destek verelim."

Yılmaz, Suriye'de yeniden inşa süreci, güvenlik, siyasi istikrar, altyapı, ekonomi oluştukça, Türkiye'de uzun yıllardır misafir ettikleri Suriyelilerin, vatanlarına onurlu, güvenli, gönüllü bir şekilde dönme imkanına kavuşacaklarını dile getirdi.

Bu dönüşün bir anda gerçekleşmeyeceğini, başlayan bu sürecin etkilerinin zaman içinde görüleceğini vurgulayan Yılmaz, Suriye'de uygun ortamı sağlamanın önemine işaret etti.

"SURİYE'YE DIŞARIDAN HİÇBİR GÜCÜN MÜDAHALE ETMESİNİ İSTEMİYORUZ"

Suriye'nin terörün yuvalanıp komşu ülkeleri tehdit ettiği bir ülke değil istikrar üreten bir ülke olacağını vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:

"Suriye'deki istikrara, olumlu gelişmelere dışarıdan hiçbir gücün müdahale etmesini istemiyoruz. İsrail'in Golan Tepeleri'ni aşan, işgal ettiği alanları genişletici eylemlerini son derece tehlikeli ve Suriye'nin istikrarını bozmaya çalışan eylemler olarak görüyoruz. İsrail başta olmak üzere hiçbir ülke bu kadar acı çekmiş, onurlu bir şekilde direnmiş, ülkesini inşa etmeye çalışan bu halka bunu yapma hakkına sahip değildir. Eylemleri gayrimeşrudur. Bunları hiçbir şekilde tasvip etmediğimizi buradan ifade etmek istiyorum. Hiçbir yabancı güç, Suriye'nin istikrarını bozucu, geleceğini inşa etme çabasını tahrip edici bir tutum içine girmemelidir. Tabii aynı temennileri, Gazze, Batı Şeria ve Filistin halkı için de ifade etmek istiyorum. Suriye halkı, çok uzun bir mücadeleyle, birçok acılar yaşayarak bugünkü ortamı oluşturdu. Sabrettiler ve zafere ulaştılar. Sabredenler, zafer kazandılar. Bunu gönülden kutluyoruz. İnşallah Filistin halkı da uzun yıllardır süren bu mücadelelerini bir gün zaferle taçlandıracaklar. Bunda hiçbir şüphe duymuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti olarak haklı mücadelelerinin yanında olmaya sonuna kadar devam edeceğiz. Filistin halkının Filistin davasının yanında olmaya devam edeceğiz.

"BİZİM ZİHNİYETİMİZİN ŞEYH EDEBALİ'NİN 'İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN' İFADESİNE DAYANIR"

AK Parti hükümetlerinin 20 yıldan fazla süredir ülkeyi yönettiğini ifade eden Yılmaz, altyapıdan ekonomiye, demokratik reformlardan dış politikaya, çok çeşitli hizmet ve eserler ortaya koyduklarını söyledi.

Hizmetler kadar önemli olan konunun, hizmetleri yapmalarını sağlayan zihniyetleri olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Bizim zihniyetimizin Şeyh Edebali'nin 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' ifadesine dayanır. Zihniyetimizin temeli budur. Böyle bakmasak bu kadar hizmeti yapamaz, bu kadar reformu gerçekleştiremezdik. Bizim zihniyetimiz milleti esas alır." ifadelerini kullandı.

Cumhur İttifakı'nı da milletin kurduğuna dikkati çeken Yılmaz, şöyle konuştu:

"15 Temmuz gecesi ve izleyen günlerde, sokaklarda, meydanlarda bizatihi milletimizin kurduğu bir ittifaktır Cumhur İttifakı. Bizim anlayışımız milletle devletin farklı yönlere baktığı bir anlayış değildir. Türkiye bundan uzun yıllar çekti. Devletle milleti ayrıştıran, devleti başka tarafa bakan, milleti başka bir tarafa bakan anlayışlara karşıyız. Böyle olan bir ülkenin gelişmesi, güçlenmesi de mümkün değildir. Bizim anlayışımız milletle devleti buluşturan bir anlayıştır. Geldiğimiz noktada, yaptığımız birçok demokratik reform işte bu zihniyetimizin bir sonucudur."

"HİÇBİR ZAMAN DAR BİR MİLLET ANLAYIŞINA SAHİP OLMADIK"

Millet anlayışlarının ırka, belli bir etnik kimliğe, kesime dayalı bir anlayış olmadığını, köklü bir tarihten gelen, köklü bir medeniyetin temsilcisi olduklarını vurgulayan Yılmaz, "Hiçbir zaman dar bir millet anlayışına sahip olmadık. Bizim anlayışımız kapsayıcı bir millet kavramına dayanır ve o milletin tüm unsurlarını, zenginliğini kapsayan bir anlayıştır. Bu anlayışımızı modern dünyanın getirdiği demokratik birikimle, hukuk devletiyle, eşit vatandaşlık kavramıyla bütünleştirdiğimizi ifade etmek isterim." dedi.

"HER TÜRLÜ VESAYETÇİ ANLAYIŞI REDDEDİYORUZ"

Türkiye'nin uzun dönem vesayetçi demokrasiyle yaşadığını, askeri müdahalelere maruz kaldığını anımsatan Yılmaz, Türkiye'nin bugün, vesayetçi anlayışları tarihin çöplüğünü attığını vurguladı. Yılmaz, "Her türlü vesayetçi anlayışı reddediyoruz. Vatandaş, özgür iradesiyle belli bir dönem için kendisini kimlerin seçeceğine karar verir. Onların performansına, başarısına bakar bir sonraki seçimde devam ettirir veya ettirmez. AK Parti ve Cumhur ittifakı olarak bu aziz milletten özgür iradeleriyle defalarca yetki aldık ve almaya da devam ediyoruz. Aziz milletimize şükranlarımızı sunuyoruz." ifadelerini kullandı.

"BİZİM MESELEMİZ TERÖRSÜZ TÜRKİYE'DİR"

Genel Kurulda milletvekillerinin Alevi ve Kürt vatandaşlarla ilgili çok sayıda fikir ve görüş ifade ettiğine dikkati çeken Yılmaz, şunları söyledi:

"Ben de kendi bakışımızı ifade edeceğim. Buna hiç kimse katılmak zorunda değil. Kimseyi yüzde 100 ikna etme gibi bir sorumluluğumuz yok. Önemli olan, inandığımız şey neyse samimi olarak onu ortaya koymak. Kürt vatandaşlarımız, ülkemizin eşit, onurlu vatandaşlarıdır. Bizim Kürtlerle, Kürtçe ile bir sorunumuz yoktur. Terörle, hukuk dışı yapılarla, ülkemizin huzurunu bozan, birliğini bozma riski olan yapılarla sorunumuz vardır. Çok açık ve net bunu böyle görmemiz lazım. Hiç kimsenin Kürt vatandaşlarımızın tamamını temsil etme hakkı yoktur. Böyle bir yaklaşım sergilendiğini görüyorum. Bir defa bu Kürtlere en büyük haksızlıktır. Her topluluk gibi Kürtler de homojen değillerdir. Farklı görüşleri, siyasi anlayışları, inanç grupları, talepleri, beklentileri vardır. 'Ben bütün Kürtleri temsil ediyorum, Kürtler adına konuşuyorum' gibi bir tavrın demokratik olmadığını, Kürtlere de haksızlık olduğunu ifade etmek istiyorum. Bizim meselemiz terörsüz Türkiye'dir. Türkiye Yüzyılını 85 milyon için huzurun yüzyılı yapmaya niyetliyiz, kararlıyız. Terörün gölgesinde siyaset olmaz. Nasıl ki demokrasi askeri ve bürokratik vesayet altında olmazsa, hiçbir siyasi partinin de terör örgütlerinin gölgesi altında siyaset yapmaması gerekir."

"KİMLİKLERİN İSTİSMARINA VE KİMLİK SİYASETİNE KARŞIYIZ"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bugün gelinen noktada Aleviliğin rahat bir şekilde tartışıldığını, konuşulduğunu aktardı.

Alevi vatandaşlarla ilgili son 20 yılda çok çeşitli çalışmalar yapıldığını anımsatan Yılmaz, şöyle konuştu:

"Devlet olarak bize düşen vatandaşlarımızın somut taleplerini görüp o somut taleplere nasıl cevap vereceğimizi ortaya koymaktır. Ne Sünni kesimden ne Alevi kesimden ne de başka bir kesimden bir topluluğun yüzde 100'ünü memnun edecek bir formül var mıdır? Ben bilemiyorum, doğrusu olduğunu da zannetmiyorum. Önemli olan genel kitleyi memnun edecek bir takım işler yapabilmektir. Bunu başarabiliyorsanız, toplumun huzurunu refahını da artırıyorsunuz demektir. Biz de bu anlayışla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kürt vatandaşlarımız, Alevi kardeşlerimiz, hepimiz bu toplumun temel unsurlarıyız, birer parçasıyız. Hiç kimsenin bir diğerini kendisine benzetme gibi bir yükümlülüğü yok. Herkes özgür bir şekilde nasıl istiyorsa inancını, kimliğini yaşamak durumundadır. Kimliklere sonuna kadar saygılıyız ama kimliklerin istismarına ve kimlik siyasetine karşıyız."

"KIYMETİ ZAMAN İÇİNDE DAHA İYİ ANLAŞILACAK"

Bazı milletvekillerinin Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile ilgili eleştirilerinin olduğunu belirten Yılmaz, "Ekonomik krizlerin derinleştiği, küresel, jeopolitik risklerin arttığı, enerjiden suya birçok krizin dünyayı beklediği bir dönemde ülkemizin siyasi istikrarının korunması, karar alma süreçlerindeki etkinliğin artırılması hayati önemdedir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle Türkiye bunu sağlamıştır. Bunun da kıymetinin zaman içinde daha da iyi anlaşılacağına inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Yılmaz, yeni anayasa ve iç tüzük ile Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu'nun da bütün sivil toplum ile tartışılmasının faydalı olacağını sözlerine ekledi.