Sir John Franklin'in 1845 yılında Kuzeybatı Geçidi'ni bırakmak amacıyla başlattığı sefer, tarih boyunca merak uyandıran ve esrarengiz bir hikaye sunan bir olay olarak kayıtlara geçmiştir. 1846 yılında Arktika'nın zorlu koşullarında, HMS Terror ve HMS Erebus adlı gemilerin donarak kaybolması, insanın sınırlarının zorlayan bir mücadele öyküsüne döndü.
18 AY BOYUNCA ÇARESİZCE BEKLEYİŞ İÇİNE GİRİLDİ
Franklin'in zenginliklerindeki sefer, yeni ticaret yollarını keşfetmeyi umuyorumla yola çıktı. Ancak, iklim koşulları ve buzla kaplanan denizler, mürettebatın planlarını altüst etti. Kral William Adası açıklarında sıkışıp kalan gemiler, 18 ay boyunca çaresizliğin bir bekleyişin içine hapsoldu.
AÇLIK NEDENİYLE YAMYAMLIK YAPMA YOLLARINA GİRİŞİLDİ
Seferin kayboluşu, o dönemde pek çok spekülasyona yol açtı. Araştırmacılar, mürettebatın yaşadığı drama aydınlatması için çeşitli teoriler geliştirdiler. Yıllar süren arkeolojik kazılarda elde edilen bilgiler, bazı denizcilerin kıtlığı nedeniyle çaresizlik yamyamlık yapma yollarına çıktığı ortaya çıktı.
Kral William Adası'nda bulunan kemiklerden biri, kaptan James Fitzjames'e ait olduğu kesinleşen ikinci kalıntı olarak tarihe geçti. Fitzjames’in dişlerinden alınan DNA, torunlarının DNA’sıyla eşleşti. Fitzjames’in çene kemiğinde bulunan kesik izleri, yürek burkan bir olayı gözler önüne serdi.
RÜTBE YA DA STATÜ ÖNEMİ KALMADI
Mürettebat, çaresizce hayatta kalmaya çalışırken kaptanın cesedini yemek zorunda kalmış olabilir. O dönemde yapılan raporlar ve arkeolojik bulgular, mürettebatın ölümcül açlık nedeniyle yamyamlığa başvurduğunu doğrular nitelikte. Kanadalı arkeolog Douglas Stenton, bu çaresizliğin “rütbe ya da statünün anlamını yitirdiği” bir döneme işaret ettiğini belirtiyor.
Yorum Yaz