Halil Falyalı kasetleri Rum yanlısı gazeteye heyecan verdi: Suikast sanığı Cemil Önal '20 milyon dolar'la neyi amaçladı?

8 Şubat 2022 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) meydana gelen Halil Falyalı cinayeti, bir kez daha Türkiye'ye karşı operasyona dönüştü. KKTC'de yayın yapan Avrupa Birliği (AB) fonlu Rum yanlısı gazetelerden Bugün Kıbrıs, FETÖ tetikçisi Cevheri Güven'in bir yıl önce yaymaya çalıştığı propagandayı sahiplenerek yeniden dolaşıma soktu. 

Kıbrıs'ı 'siyasal İslâm tehdidinden' korumayı görev edindiğini belirten gazeteci Ayşemden Akın, Halil Falyalı cinayetinin bir numaralı şüphelisi Cemil Önal'la Hollanda'da bir röportaj gerçekleştirdi. Türk mahkemelerinin hakkında yakalama kararı verdiği Önal, cinayet sonrası kaçtığı Hollanda'da 16 ay boyunca tutuklu kalmıştı. 

Elindeki 'belgeleri' ABD ve Hollanda istihbaratına verdiğini söyleyen Cemil Önal, Türkiye'de muhalefetin bazı kesimlerini sevince boğdu. Rum yanlısı gazeteye verdiği röportajda Önal, geçtiğimiz FETÖ tetikçilerinin iddialarını tekrarladı. 

Halil Falyalı öldürülene kadar onun en yakınında bulunan isimlerden Cemil Önal, eski patronunun mahiyeti belirsiz kaset arşivinde 45 tane kayıt olduğunu, Metin Feyzioğlu sonrası KKTC'ye Türkiye'den büyükelçi olarak atanmış Yasin Ekrem Serim'in bu kasetleri Falyalı ailesinden almak için girişimde bulunup 40'ını elde ettiğini ancak kalan 5 kasedin Serim'e verilmediğini ileri sürdü. 

Mevlüt Çavuşoğlu döneminde Dışişleri Bakan Yardımcılığı görevinde bulunan ve Çavuşoğlu'nun özel kalem müdürlüğünü de yapan Serim, KKTC'de 7 ay süren büyükelçilik görevinin ardından makamını diplomat Ali Murat Başçeri'ye devretti.

İŞTE BUNA İNANIYORLAR: KASET BULMAK İÇİN BÜYÜKELÇİ ATANDI

Hem FETÖ'nün hem de KKTC'deki Rum yanlılarının ortak iddiası, Türk devletinin kayıp kasetleri bulmak için 'büyükelçi görevlendirdiği' yönünde oldu.  

Türkiye'de CHP medyası, suikast sanığı Cemil Önal'ın iddiaları üzerinden Yasin Ekrem Selim'in Kıbrıs bağlantılarına, oradan da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'a uzanan tuhaf bir senaryoyu devreye sokmaya çalıştı. Muhalif basın, Selim'in Bakan Fidan'ın 'sağ kolu' olduğu iddiasıyla Dışişleri Bakanı'nı yıpratmaya çalıştı. 

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 6 Nisan'da CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e "Artık haddini bil!" diyerek bir uyarı mesajı yazdıktan sonra karalama kampanyalarının hedefine oturmuştu. Bir suikast sanığının mahiyeti belirsiz kayıp kaset iddiası üzerinden başlatılmış kara propaganda, CHP'li gazeteci Murat Yetkin'in de tepkisini çekti. 

Millî İstihbarat Teşkilâtı'nın (MİT) en güçlü olduğu yerlerden biri olan KKTC'de 'kayıp kaset operasyonu' için büyükelçi görevlendirmeye gerek olmadığını belirten Yetkin, kendi internet sitesinde şunları yazdı

"Falyalı-Serim ilişkilerinin Türkiye’de başka yerlere uzantılarını gösteren 45 kaset bulunduğu, bunların 40’ının Türkiye tarafından ele geçirildiği ve geri kalan 5’inin bulunması için Fidan’ın Serim’i KKTC’ye büyükelçi gönderdiği de bulunuyor ki kanımca hayatın olağan akışına uygun olmayan ve bana asıl konuyu saptırmak için üretilmiş gibi duran iddia da bu.

Birincisi, Serim pek öyle Fidan’ın manevi oğlu gibi durmuyor; tam tersine kurtulmak istediği birisi gibi duruyor. İkincisi, Kıbrıs MİT’in en güçlü olduğu yerlerden birisi; her halde kaset peşinde koşması işin Kıbrıs geçmişi hayli deşifre olmuş büyükelçi atamaya ihtiyacı yoktur Türkiye’nin. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MİT Başkanı İbrahim Kalın’a bir talimatının yetmesi lazım."

SÜLEYMAN SOYLU: BİZİ KENDİNİZLE KARIŞTIRMAYIN

Elindeki 'belgeleri' ABD ve Hollanda istihbaratına vermekle övünen suikast sanığı Cemil Önal'ın bir diğer iddiası ise eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkındaydı.

Önal'ın "Davaları kapatmak için 20 milyon dolar para aldı" iddiasına AK Parti milletvekili Soylu sosyal medya hesabından ateş püskürdü. 

"Namussuzlara duyurulur" ifadesiyle başlayan mesajında Soylu şunları yazdı:

"Bu ülkede, devletine ve milletine şerefle hizmet etmiş; görev süresi boyunca terörle, uyuşturucuyla, sanal kumarla ve Amerika’dan İngiltere’ye kadar uzanan her türlü suç şebekesiyle hiçbir şeyden korkmadan mücadele etmiş birine yönelik, iftira ve karalama amacıyla sistematik olarak yayılan, 'ağıza dahi alınmayacak' düzeydeki adice dedikodular, bu mücadeleyi hazmedemeyenlerin intikam çabasıdır. Bu iftiraları atan, yayan, karalayan herkes şerefsizdir.

Bizi kendinizle karıştırmayın.

Onursuz, hırsız, ahlaksız, katil suç şebekelerine karşı cesaret gösteremezsek…

Vay adamlığımıza, vay kalıbımıza!

Yıllardır her fırsatta sistematik biçimde iftira atan ve karalama yapanlara, bugünkü yolsuzluğu örtme çabası içinde hedef saptırmaya çalışanlara sesleniyorum:

Kuzey Kıbrıs’ta işlenen bir cinayeti, devletimiz tüm kurumlarıyla, KKTC makamlarıyla tam bir iş birliği içerisinde çok kısa sürede aydınlatmış ve adli makamlara intikal ettirmiştir. Bu cinayetin, başka bir ülkeye kaçan, hakkında kırmızı bülten çıkarılan ve iadesi beklenen bir numaralı şüphelisinin bir yıl önce ortaya attığı hayal ürünü iftiraları sürekli tekrar edenlere biz 'operasyon çocuğu' dedik, haklı çıktık.

Her türlü dış istihbaratın oyuncağı hâline gelen bu kişilerin, konu ne olursa olsun, ellerinde belge, bilgi ve kanıt varsa ortaya koymamaları namertliktir.

Peşine düştüğümüz suçluların, devletimizin ve bu devlet için görev yapanların itibarlarını zedelemelerine asla izin vermeyiz. Bu yalan ve iftiraları yayanlar, hukuk önünde en ağır biçimde hesap vereceklerdir.

Çürümüşlüğünüzü, yolsuzluğunuzu iftira çamurlarıyla üzerimize sıçratamazsınız.

Son söz:

Namusumuzu yolda bulmadık.

Hayatımın sonuna kadar bu namussuzların peşinde olacağımı herkes bilsin."

'ÖZGÜR SENİ ARTIK İNGİLİZ DOKTORLAR BİLE KURTARAMAZ'

Süleyman Soylu, 22 Nisan 2025 tarihli mesajında ise Halil Falyalı suikastı sanığının iddialarını sahiplenen CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e seslendi. Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması sonrası Özel'in İngiltere devlet televizyonu BBC'ye verdiği demeçte "Yalnız bırakıldık, İngiltere neden müdahale etmiyor, gerçekten çok kırgınız" sözlerini anımsatan Soylu, şunları yazdı:

"İngiliz Özgürcüğüm;

Adadaki (Kıbrıs) İngiliz arkadaşlarından en son mesajını aldım.

Kemal Bey’e — yani kendi genel başkanına — arkadan hançer sapladığın gibi bizi kendinle karıştırma.

Biz, Tayyip Erdoğan’la 'karanlıkların sonuna', 'derinliklerin dibine' kadar beraberiz.

Sıkıntının nedenini anlıyorum. Paylaştığımız '7 Soru 7 Cevap' raporunun sana ve kamuoyuna yansımaları...

Bu yüzden 10 nefes alıyorsan, 20 yalan söylüyorsun.

Nefesini verirken de boş geçmiyorsun.

Seni artık İngiliz doktorlar bile kurtaramaz."

EKREM'İN YOLSUZLUKLARINI GÜNDEMDEN DÜŞÜRME OPERASYONU 

KKTC'de Rum yanlısı gazetelerden Bugün Kıbrıs'a konuşan Cemil Önal, patronu Halil Falyalı'nın öldürülmesi sonrası cinayetin bir numaralı şüphelisi olarak gözaltına alınmış ancak KKTC'deki mahkemenin skandal kararıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldıktan sonra yurtdışına kaçmıştı. 

Gazeteci Selman Öğüt, Türk polisi ve Türk mahkemelerinin Falyalı cinayeti sonrasında uygulamaya koyduğu adımları hatırlatarak, muhalif basında köpürtmeye çalışılan iddiaların Ekrem İmamoğlu merkezli yolsuzluk soruşturmalarının bastırılmaya çalışılması olduğuna şu mesajla dikkat çekiyor:

"1- Falyalı cinayetini çözen, Süleyman Soylu döneminde Türk polisi. Yoksa Kutlu Adalı cinayeti gibi faili meçhul kalırdı.

2- Bütün ada biliyor ki, Özge Falyalı ile Cemil Önal arasındaki ilişki ayyuka çıkmıştı.

3- Cemil Önal, cinayetin azmettiricisi ve birinci şüphelisidir.

4- Cinayet sonrası hemen Kıbrıs’ta yakalanıyor. Birtakım eller devreye giriyor, serbest bırakılıyor ve kaçıyor.

5- Hemen kırmızı bülten çıkartılıyor, Aralık 2023'te Lahey Hollanda’da yakalanıyor ve Interpol’den iadesi talep ediliyor.

6- Adliye  MASAK Polis birlikte çalışarak paranın izi takip edilerek, Falyalı’nın eşi ve kumarhane müdürünün 30 milyon dolar ve iki buçuk milyar lirasına el konuluyor.

7- Bu haberi yapan K.Kıbrıs’taki gazeteci Ayşemden Akın, Türkiye düşmanı ve Süleyman Soylu zamanında kendisine Türkiye’ye giriş yasağı konuluyor.

8- Falyalı cinayeti aydınlatılıyor, davası İstanbul’da görülüyor ve cinayetin birinci şüphelisi Cemil Önal dosyası ayrılıyor, iade bekleniyor.

9- Bütün bunlar bilinmesine rağmen ne yapılıyor? K.Kıbrıs’tan alınan ve iptal edilen diplomanın intikamı alınıyor. Yolsuzluk örtülmeye çalışılıyor."