10 Ekim 680 tarihinde bugün Irak sınırları içerisinde bulunan Kerbelâ Şehrinde, Hz. Muhammed'in torunu Hüseyin bin Ali'ye bağlı birliklerin ve Emevi halifesi I. Yezid'in ordusu arasında cereyan eden Kerbela Olayı hakkında merak edilen ayrıntıları sizler için derledik. Peki Kerbela Olayı nedir? Kerbela Olayı ne zaman ve kimler arasında olmuştur?
İşte Kerbela Olayı hakkında merak edilen ayrıntılar...
İslam Aleminin dinmeyen hüzünlü yaralarından biri olan ve Hz. Muhammed'in kızı Fatıma'nın oğlu İmam Hüseyin'in ve 72 Müslümanın şehit edilmesiyle gerçekleşen Kerbela Olayı, her sene Müslümanlar tarafından Aşûre Günü'nde yâd edilmektedir.
Araç sahipleri dikkat dev indirim kapıda! Motorine indirim mi geldi?...
KERBELA OLAYI NEDİR?
İslam Peygamberi Hz. Muhammed'in 632 senesinde gerçekleşen vefatının ardından İslam aleminin en büyük problemlerinden biri İslam Alemi’nin ve İslam Devleti'nin başına kimin geçeceği sorusu olmuştur. Müslümanların büyük bir kısmı Hz. Ebu Bekir'in halife olmasını istemiş ve böylece Müslüman halkın başına Hz. Ebu Bekir halife olarak geçmiştir. Hz. Ebu Bekir'in vefatının ardından ise 2. Halife Hz. Ömer bin Hattab, daha sonra Müslümanların 3. Halifesi olan Hz. Osman bin Affan ve en son 4. Halife olarak Hz. Ali bin Ebu Talib İslam Alemi’nin halifesi olarak, İslam Devleti'nin başına geçmiştir.
Hz. Ali’den önce İslam Alemi’nin üçüncü halifesi olan Hz. Osman, 656 yılında bazı asi kişiler tarafından şehit edilmişti. Halife Hz. Osman'ın ölümünden sonra ise halifelik makamına geçen Hz. Ali’den ise şehit edilen Hz. Osman'ın intikamını alması istenmiştir. Bu istek karşısında Hz. Ali’de intikam almak isteyen Hz. Osman'ın amca oğlu olan Muaviye'den ise ortalığın bir müddet yatışmasını beklemesini rica etmiştir. Bu istek üzerine Hz. Osman'ın soyundan gelen Muaviye, Zübeyr, Talha ve Aişe; Halife Hz. Ali'ye karşı dargınlık beslemişlerdir.
Şehit edilen Hz. Osman'ın intikamının bekledikleri gibi alınmaması üzerine de Talha ve Zübeyr bir ordu toplamıştır. Toplanılan bu orduyu gören Halife Hz. Ali ise yaşanılan bu olayı bir isyan olarak kabul etmiş ve daha sonra iki taraf arasında cereyan eden askerlerin sözlü tartışmaları kısa bir sürede savaşa dönüşmüştür. Gerçekleşen bu savaşta aynı zamanda birer sahabe olan Talha ve Zübeyr hayatlarını kaybetmiştir. Hz. Muhammed’in eşi Hz. Aişe ise Hz. Ali tarafından Medine şehrine geri gönderilmiştir.
İslam Alemi’nde Müslümanlar arasında çıkan bu ikilik üzerine Muaviye ise, Hz. Ali'nin hilafetini tanımadığını ve Hz. Ali’nin amca oğlu olan Hz. Osman'ın intikamını almadığını söyleyerek halifelik makamına geçerek kendi hilafetini ilan etmiştir. Yaşanan bu sonrasında İslam Devleti, Hz. Ali ve Muaviye arasında adeta iki parçaya bölünmüştür.
Muaviye'nin hilafetini ilan etmesinden sonra Hz. Ali yalnız beş yıl kadar daha halifelik yapabilmiş ve 661 yılında sabah namazını eda ettiği sırada alçak bir suikaste uğrayarak şehit edilmiştir. Hz. Ali'nin şehit edilmesi hadisesinden sonra ise Muvaiye, yirmi yıl kadar İslam Devleti'nin yönetiminde kalmıştır.
Muaviye, İslam Alemi’nin iktidarında kaldığı bu süreçte henüz hayattayken, Müslüman halktan oğlu olan Yezid'e biat etmelerini istemiş ve fakat kendi destekçileri de dahil, Hicaz ahalisi başta olmak üzere hiç kimse Muaviye'nin oğlu Yezid'e biat etmemiştir. Bu durumun neticesi olarak da Hz. Peygamberin torunu Hz. Hasan ile yapılan antlaşmayı göstermişlerdir. 680 yılında Muaviye'nin ölümü sonrasında ise oğlu Yezid iktidara geçmiştir.
İslam Devleti'nin başına geçen Yezid, ilk iş olarak Medine Valisi'ne bir mektup göndermiş ve yazdığı bu mektupta Hz. Hüseyin’e (Hüseyin bin Ali) değil, bizzat kendisine biat etmesini gerektiğini aksi halde ise canından olacağını yazmıştır.
Gerçekleşen bu süreçte babasının ölümü sonrasında Müslümanların başına geçen Hz. Hüseyin ise Küfeli’lerden destek almaktadır. Küfeli’ler de Hz. Hüseyin'in Küfe'ye gelmesi halinde kendisinin halifeliğini ve hilafetini destekleyeceklerini bildirmişlerdir. Bu destek karşısında 72 destekçisi ve ailesi ile beraber Hz. Hüseyin Küfe'ye doğru yola çıkmıştır.
İstanbul Boğazı'nda hareketli gece! Gemi trafiği çift yönlü askıya alındı
KAHRAMANCA MÜCADELE ETTİLER
Hz. Hüseyin'in hilafetini ve halifeliğini destekleyen Küfe halkı ve Hz. Hüseyin sayıca fazla olmayan bütün destekçileri, bugün Irak sınırları içerisinde bulunan Kerbela şehrinde Yezid'in neredeyse 5000 kişiden oluşan kalabalık ordusu ile karşı karşıya gelmiştir. Muharrem Ayı'nın 7. Gününde meydana gelen bu olay adeta bir meydan savaşı haline dönüşmüştür. Muharrem ayının yedisinde Ömer bin Sa'd ablukayı daraltarak, Hz. Hüseyin'in bulunduğu kampa giden bütün su yollarını kesmiştir. Muharrem ayının 9. gününde ise kamptaki su kaynakları tamamen tükenmiştir. Bu durumun üzerine Hz. Hüseyin, Ömer bin Sa'd'da sabaha kadar ibadet etmek istediklerini söylemiş ve Ömer bin Sa'd'da Hz. Hüseyin’in bu talebini kabul etmiştir. Daha sonra Hz. Hüseyin ve arkadaşları Yezid’e karşı verdikleri bu mücadelede teslim olmayı reddetmiş ve hepsi de şehit olacaklarını bilerek Yezid'in ordusuna karşı kahramanca savaşmıştır. Bu kahramanca mücadelenin sonunda Muharrem Ayı'nın 9. gününde ise Hz. Peygamberin torunu Hz. Hüseyin ve 72 arkadaşı şehit edilmiş ve Hz. Hüseyin'in ailesi ise Yezid tarafından esir alınmıştır.
Verdiği kahramanca mücadelenin sonunda aldığı tüm mızrak ve ok darbeleriyle atından yere düşen Hz. Hüseyin'in başı kesilmiş ve bedeni ise atların ayakları altında ezdirilmiştir. Hz. Hüseyin ve beraberindekilerin kesik başları daha sonra Yezid'e gönderilmiş ve cenazeleri ise El-Gadiriye halkı tarafında Hair adı verilen yerde toprağa verilmiştir.
