Kıyamete hazırlık! İbrahim Karagül Ortadoğu'daki son gelişmeleri değerlendirdi: Gazze ile Beyrut'la sınırlı kalmayacak

Kıyamete hazırlık! İbrahim Karagül Ortadoğu'daki son gelişmeleri değerlendirdi: Gazze ile Beyrut'la sınırlı kalmayacak

Ortadoğu'daki İsrail soykırımını mercek altına alan TRhaber Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül sosyal medya hesabından çarpıcı yorumlarda bulundu. "Çok daha büyük kıyamete hazırlık var" diyen Karagül, "İşgal Gazze ile Beyrut'la sınırlı kalmayacak" ifadelerini kullandı.

Gündem

01.10.2024, 11:12

Tüm dünyanın gözleri önünde önce Gazze daha sonra Beyrut'ta işgale başlayan terör devleti binlerce masumu katletti, milyonlarcasını ise yerinden etti. Arz-ı Mev'ud hayali kuran terör devletinin soykırımı ne Gazze ne de Beyrut ile sınırlı kalmayacak.

"Çok daha büyük kıyamete hazırlık var" diyerek sosyal medya hesabından Ortadoğu'daki gelişmeleri analiz eden İbrahim Karagül, "Soykırım Gazze ile Beyrut'la sınırlı kalmayacak" dedi.

"Bütün olağanüstülüklere hazır olsun" diyen Karagül gelişmeleri madde madde sıraları;

1- İran, yıllarca örgütler üzerinden anavatanı korudu. Savaşı, tehditleri kendi sınırlarından uzakta, Lübnan’da, Yemen’de, Suriye’de tuttu. Bölgedeki bütün Şii grupları örgütleştirdi, savaşa sürdü, kendini güvene aldı.

2- Bunları yaparken bütün coğrafyaya yayıldı, “Bölgesel İran” tezini işledi. Ama coğrafyaya açıldıkça kendi içinde zayıfladı. Coğrafyada güçlendi İran’da zayıfladı.

3- Tehdit yeniden İran’a yönelince bu örgütleri bir bir kurban vermeye, gözden çıkarmaya başladı. Onları koruyamaz, korumaz hale geldi. On yıllardır İran için savaşan örgütler yapayalnız, savunmasız, ABD ve İsrail’in önünde çaresiz bırakıldı.

4- Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın ve örgütün bütün komuta kademesinin öldürülmesinin coğrafya etkisi çok büyük olacak. Gazze’de soykırım işlenirken sadece kuru tehditler savurup hiçbir şey yapmayan İran ve Hizbullah, iş Lübnan’a gelince tamamen iflas etti.

5- Böyle olunca da, Irak’taki, Suriye’deki, Lübnan’daki, Yemen’deki, coğrafyanın bir çok bölgesindeki Şii örgütler için, Arap kökenli Şiiler için bir sorgulama dönemi başlayabilir.

6- Hizbullah, onca silah gücüne rağmen, şuana kadar, Hamas kadar bile direniş gösteremedi. İran ve Hizbullah’ın bu çaresizliği, etkisizliği yıllardır Şii Hilali kuran İran’ın bölgesel stratejilerinin iflas ettiğinin göstergesi oldu. Bu haliyle Tahran’ın tamamen kendini savunmaya odaklandığı, içten içe parçalanma endişeleri taşıdığı açık.

7- İstihbarat alanında tam bir kaos yaşanıyor. Hem İran içinde hem örgütler içinde ABD ve İsrail istihbaratı her istediğini yapıyor. İran’ın ve örgütlerin istihbarat yapısı tamamen devşirilmiş, ele geçirilmiş. İran’daki suikastler, Lübnan’daki nokta vuruşlar büyük bir ihanetin varlığının açık ispatıdır.

8- Halep savaşında Kasım Süleymani ve Hasan Nasrallah’ın yürüttüğü vahşi Sünni katliamları unutulmaz. Adeta bir mezhep soykırımı yapıyorlardı. O zamanlar “Öyle bir gün gelecek ki, İran’ın gözyaşlarını kimse silmeyecek” diye yazmıştım. Ama biz bütün coğrafya için gözyaşı dökeriz!

9- Bugünkü haliyle, bir iflasın ötesinde sorgulamalar da yapılmalı. İran ve örgütleri, bu haliyle bile ABD ve İsrail’in bölgesel hesaplarını kolaylaştırıcı, önünü açıcı bir pozisyonda duruyor. Acımasız olmak istemem ama, bir gizli anlaşma, bir gelecek stratejisi, bir arkadan dolanma, Batılı istilacıları Müslüman topraklara taşıma gibi ürkütücü bir hesabın, pazarlığın kokuları da yayılıyor.

10- Bugün artık  Hamas, Hizbullah eksenli düşüncenin çok ötesinde bir durum var. Bölge ölçekli bir tehlike söz konusu. Acilen buna odaklanmak zorundayız. Türkiye de bölge ülkeleri de, meselenin Şiiler, Hizbullah, İran olmadığını, bölgesel harita çalışmaları olduğunu, coğrafyanın yeniden formatlandığını, bunun sadece İsrail işi ve önceliği de olmadığını anlamak zorunda.

11-  Soykırımın açık yapıldığı, terörün her çeşidinin uygulandığı, kitlesel terör dönemine geçildiği bu büyük istila, Şii-Sünni meselesi değildir. Bugün İran’ı hedef alıyor gibi görünse de, Türkiye ana ve nihai tehdittir. 

12- Temel ilkemiz şudur: Hangi etnik yapı, hangi mezhep söz konusu olursa olsun, Batılı istilacıların coğrafyanın bir karış toprağını bile işgal etmesine karşı durulmalıdır. Bütün hesapların üstündeki ana hesap budur. Hiçbir gerekçe böyle bir istilayı meşru gösteremez. En sevmediğimiz ülkelerin bile istilasına karşı durmak zorundayız. Hiçbir gerekçe İsrail ve ABD’yi haklı kılamaz!

13-  Dün Irak’ta 1 milyon insanı öldürenler, dün Afganistan’da korkunç katliamlar yapanlar, yeryüzünün her köşesinde gizli işkence merkezleri kurup binlerce Müslüman genci yok edenler, bugün coğrafyanın başka bölgelerinde aynı şeyi yapıyor. İsrail, ABD, İngiltere ve Avrupalı istilacıların coğrafyamıza yönelik her saldırısına düşmanca karşı durmak şarttır.

14- Bizler; zaafların, iç çatışmaların, akılsız rejimlerin, ülkesini ve halkını düşünmeyen yönetici elitlerin, Batı’nın sömürge valilerinin kurbanlarıyız. Yüzyıllardır bu zaafları kullanarak işgal ve yağma yapıyorlar. Topraklarımızı, kaynaklarımızı, geleceğinizi çalıyorlar.

15- Ne tür rejimler olduğunu bakılmaksızın, bölge ülkeleri, bölge halkları uyanmalı. Bir üst akıl, bir ulus üstü idrak oluşmalı. Yüzlerce yıllık bu istilanın yenilenmesinin önüne geçilmeli. Yoksa gelecek nesillerimiz de, vatanlarımız da, kaynaklarımız da, özgürlüklerimiz de olmayacak.

16- Bugün İran’ın iflasına tanık oluyoruz. Cumhurbaşkanı öldürüldü, Hamas lideri İsmail Haniye Tahran’a davet edilip öldürüldü, Hizbullah kadroları öldürüldü. İran hiçbir şey yapamadı ya da yapmadı. Ama İran’ın iflası coğrafyaya dönük yeni işgallere kapı aralamamalı, gerekçe oluşturmamalı.

17- İsrail yayılmacılığı, ABD ve Avrupa’nın yayılmacılığıdır. Savaşı yeniden coğrafyamıza taşıyanlar, Irak işgaliyle başlattıkları tarihi yeniden harekete geçiriyorlar. Gazze’den sonra Lübnan işgaline başladılar. Sonra Suriye işgali gelecek. Sonra Sina Yarımadası işgal edilecek. Sonra Türkiye’nin bütün Güney sınırları işgal edilecek. Sonra Doğu Akdeniz’den, Ege’den vuracaklar.

18- Gazze sadece Filistin değil. Lübnan sadece Lübnan değil. Suriye sadece Suriye değil. Onlar bir bütün harita üzerinde çalışıyorlar. Beklersek sıra bize gelecek. Tavır ve duruşunu erteleyen her ülkeye gelecek. Bir sabah ansızın Suriye’nin Kuzeyinden İsrail’e kadar bir harita göreceğiz.

19- Türkiye, Şam yönetimiyle barışla ya da savaşla, bu harita parçalanmasına nihai müdahalesini yapmak zorunda. İran sınırından Akdeniz’e kadar İsrail/ABD varlığını işlemez hale getirmek zorunda. PKK/YPG gibi ortaklarını felç etmek, tasfiye etmek zorunda. Bunun için içerideki direnci aşmak zorunda.

20- Türkiye, ölümcül kararlar alıp uygulamak zorunda. Yüzyıllardır coğrafya inşa eden, tarih yapan bir akılla hareket etmek, tarihi sorumluluğunu yerine getirmek zorunda. Gazze ve Lübnan korunamazsa Suriye korunamaz. Suriye korunamazsa Anadolu asla tek parça kalamaz, bunu bilmek zorunda.

21- Öyle ki; kim ne yaparsa yanına kaldığı, elini nereye uzatırsa orada varolduğu, aklı olanın gelecek kurduğu bir tarih dönemi bu. Şu bilinmeli; Türkiye adım adım bir varoluşla yüzleşmeye doğru gidiyor. Ertelenen her gün ölümcül olacaktır.  Ertelenen her gün her şeyi çok daha zor hale getirecektir. İsrail sınırımıza dayanmadan, İsrail askerleri Antep’in, Kilis’in karşısında devriye gezmeye başlamadan PKK ve YPG ezilmek zorunda.

22- Uluslararası sistem çöktü. Devletler düzeni çöktü. Ulus-üstü yapıların tamamı çöktü. Bütün devletler, bütün ülkeler “olağanüstü şartlar"a hazırlanıyor. Sadece akıllı olanlar, sadece güçlü olanlar, sadece ne zaman harekete geçmesi gerektiğini bilenler ayakta kalacak.

23- Şu anki “akıl tutulması” şudur: “Mesele İsrail’in Gazze ve Güney Lübnan sorunudur. Dolayısıyla bu iş sınırlı bir müdahaledir. Olay İsrail-Hizbullah, İsrail-Hamas meselesidir.” Böyle algılayanlar, yapılması gerekeni erteleyenler her şeyi kaybedecektir.

24- Türkiye, acilen Suriye ve Mısır eksenli çok köklü adımlar atmak, bölgedeki güç haritasının sıfırlanmasına engel olmak zorunda. Artık bölge içi düşmanlıkların, çatışmaların hiçbir anlamı kalmamıştır. Artık bölgemizde iki cephe vardır: İstilacılarla birlikte olanlar ve coğrafya için direnip kendi varoluşunu inşa etmek isteyenler. Bunun dışındaki hiçbir krizin, çatışmanın anlamı kalmamıştır.

25- Irak’taki, Suriye’deki, Doğu Akdeniz’deki, Ege’deki Batılı askeri yığınak bölgenin tamamını hedef almaktadır. Türkiye’yi hedef almaktadır.  Olağanüstü bir teyakkuz hali söz konusudur. Kimse Batılı kurumlara güvenmesin. Kimse Soğuk Savaş dönemki güç dengelerine güvenmesin. Kimse içinde bulunduğu Batılı ittifaklara güvenmesin.

26- Bu gece Beyrut’a düşen bombalar, Şam’a düşen bombalar yarın Tahran’a da düşecek. Kahire’ye, İstanbul’a da düşebilir. Dedeağaç sınırımıza sadece 30 kilometre! Ege’deki bütün adalar, Rum Kesimi, Suriye’nin kuzeyi, Doğu Akdeniz olağanüstü askeri yığınak Lübnan için, Gazze için değil. Dün İstanbul’a gelenler bir daha gelir, bu muhtemel. Dün Kudüs’e gelenler yarın Mekke’ye gelir, bu muhtemel.

27- Sadece şunu bilin; Batı küresel saltanatını kaybediyor. Büyük medeniyetler ve büyük uluslar geri dönüyor. Batı bu gücü kaybetmemek için olağanüstü çılgınlıkları göze alacaktır. İşte o zaman ezberleriniz hiçbir işe yaramayacak.

Habere Tepki Ver

5

0

0

0

0

0

0

0

Yorumlar (0)

Ozan KOLTUK

TRHaber.com - Gündem


Bakmadan Geçme

Tümünü Gör ››

Loading