• G.ALTIN

    4.147,59

  • DOLAR

    38,7612

  • EURO

    43,6459

  • BIST 100

    9.390,51

  • BITCOIN

    $103.182

28 Şubat süreci ve Türkiye

28 Şubat süreci ve Türkiye

28 Şubat 1997’de post modern darbenin 19. yıldönümü. Yaşanan bu olay maddi ve manevi olmak üzere birçok kaybı beraberinde getirip tarihe adını yazdırdı. 28 Şubat döneminde neler oldu, bu dönemin zararları nelerdir? O noktaya nasıl gelindi? İşte 28 Şubat detayları.

serhat-kaya

28 Şubat 1997'de yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan ve irticaya karşı olduğu iddia edilen, ordu ve bürokrasi merkezli süreç. On binlerce mağduru ve ekonomiye verdiği milyarlarca liralık zarar hiç unutulmadı ve unutulmayacak. Yaralar zor da olsa sarıldı fakat hiç unutulmadı.

Refah partisi

Her şey Refah Partisi'nin sandıktan birinci parti çıkmasıyla başladı. Türkiye, Aralık 1995'te yapılan seçimlerde bir ilki yaşamıştı. Milli Görüş'ün lideri Necmettin Erbakan sandıktan zaferle çıkmış, yüzde 21 oyla Meclis'teki 550 sandalyenin 158'ini kazanmıştı.

Uzunca sayılan bir sürecin ardından Refah Partisi ile DYP koalisyon kurmuş Necmettin Erbakan ise Başbakan olmuştu.

Yaş krizi

Huzursuzluğun ilk sinyali Ağustos 1996'daki YAŞ'ta belirmeye başladı. Erbakan'ın YAŞ üyelerine verdiği yemekte Oramiral Güven Erkaya'nın garsona 'bana rakı getirin evladım' demesi gazete manşetlerine taşınmıştı.

‘Şeriat ve laiklik' gündemi

Bu gelişmelerin ardından demeçler birbiri peşine gelmeye başladı. Barolar Birliği Başkanı Eralp Özgen ile Yargıtay Başkanı Müfit Utku, adli yıl açılışındaki konuşmalarında şeriat ve laikliği gündeme taşıdılar. 2 hafta geçmemişti ki bu defa da TÜSİAD'ın açıklamaları gündeme oturdu. TÜSİAD, erken seçim talebini dile getirdi.

Erbakan'ın önce İran gezisi ardından Ekim 1996'daki Mısır, Libya ve Nijerya üçlüsüne yaptığı ziyaret eleştirilmeye başlandı. Hatta Libya gezisi için mecliste Erbakan hakkında gensoru verildi ancak kabul görmedi.

Rektörlerden deklarasyon

10 Aralık'ta toplanan Rektörler komitesi yayınladığı deklarasyonda, hükümete susurluk ve basına baskı konusunda sert uyarılarda bulundu. Deklarasyonu YÖK Başkanı Kemal Gürüz okudu.2 hafta sonra ise, oluşan kaygan siyasi zeminde DYP'li bazı vekiller istifa ederek Hüsamettin Cindoruk Liderliğinde Demokratik Türkiye Partisini Kurdu.

İrtica manşetleri ve kaos demeçleri

Medyada da art arda çıkan "Taksim'e cami", "Ayasofya ibadete açılacak", "500 tarikat 5 bin şeyh", "Defileler yasaklanıyor" gibi manşetler askerleri de harekete geçirdi.

Şubat ayının başlarında dönemin ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz"Türkiye kaosa gidiyor. Güçbirliği yapmaya hazırız. “açıklaması yaparken, Cindoruk "RP düzeni silahla değiştirecek" beyanını verdi.5 Şubat'ta Cumhurbaşkanı Süleyman, Başbakan Erbakan'a birkaç mektup gönderdi. Başbakan Erbakan karşılığında "Ordu da, Demirel de bizden çok memnun" dedi ancak 5 Şubat'ta Demirel'in gönderdiği uyarı mektubu herşeyi özetliyordu.

Tarihi MGK toplantısı

Ve Tarih 28 Subat 1997... En uzun Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ardından Başbakan Necmetin Erbakan'a yapılan baskılar iyice arttı. O MGK'da "bin yıl sürecek" denilen süreç için önemli bir viraj dönülüyordu. Gazeteler günlerdir birinci sayfalarında işaret ettiği tarihi MGK toplantısı yapıldı. Alınan karalar hükümete bildirildi, laiklik konusunda yasaların uygulanması istendi.  4 Mart'ta Başbakan Erbakan, MGK kararları yumuşatılmazsa imzalamayacağını söyledi ve imzalamadı.13 Mart'ta 5 günlük direncin ardından Başbakan Necmettin Erbakan, MGK kararlarını imzalamak zorunda kaldı. Erbakan daha sonra bu kararları imzalamadığını sadece ön yazıyı imzaladığını söyledi.

MGK kararlarını uygulama komitesi kurularak ülke çapında irticacı avı başlatıldı.

Refah Partisi'ne kapatma davası

21 Mayıs'ta Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, ''Ülkeyi iç savaşa sürüklediğini'' söyleyerek, RP'nin kapatılması için dava açtı. Olayları fişlemeler takip etti. Akademisyenler, subaylar ve yöneticiler görevlerinden uzaklaştırıldı. Meslek liselerinin ortaokul kısımları kapandı. Bazı öğrencilerin üniversitelere girişi, katsayı uygulaması ile engellendi.3 Haziran'da Susurluk Davası 7 ay aradan sonra DGM'de başladı.

Başbakan Erbakan istifa etti

18 Haziran'da Necmettin Erbakan başbakanlıktan istifa etti. İstifasının nedeninin başbakanlığı Tansu Çiller'e devretmek olduğunu belirtti.19 Haziran'da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümet kurma görevini o sırada arkasında TBMM çoğunluğu olan DYP lideri Tansu Çiller'e vermeyip, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a verdi.

30 Haziran'da Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit ve Hüsamettin Cindoruk'la birlikte ANASOL-D Hükümeti'ni kurdu.

 Necmettin Erbakan anıldı

Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, vefatının 5. senesinde Sakarya'da dualarla anıldı. Eski başbakanlardan Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın vefatının 5. yılı münasebetiyle Sakarya'da anma ve anlama programı düzenlendi. Serdivan Belediyesi Kültür ve Kongre Salonunda geniş katılımla gerçekleştirilen program, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Programda ayrıca müzisyen Umut Mürare de sevilen eserlerini seslendirdi.

'28 Şubat'ta Zaman'ın manşetini FETÖ belirliyordu'

zaman_28subat_0

Gazeteci Hüseyin Gülerce 28 Şubat sürecinde Fetullah Gülen'in askeri haklı gösterdiğini ifade ederek, "Zaman gazetesinin yayını daima Fetullah Gülen'e bağlı olmuştur. Manşetler direkt olarak onun kararıyla, onayıyla çıkıyordu" dedi.

Gazeteci-Yazar Hüseyin Gülerce, yaptığı açıklamada, o dönem Zaman gazetesinde görev yapan üst düzey yayıncıların ve yöneticilerin, kendisi de dâhil olmak üzere askerin bir darbeye hazırlandıklarını sezdiğini söyledi.

‘Cemaate değil Türkiye'ye zarar gelsin'

Gülerce, ‘Ortamı yumuşatalım' diye Fetullah Gülen'in bazı televizyon kanallarına çıkarak yaptığı konuşmalar demokrasi anlayışı bakımından tarihe çok kötü bir not bırakmış oldu. Çünkü Fetullah Gülen, askerlerin yaptıklarının doğru olduğunu konuştu. 28 Şubat'taki demokrasi dışı baskıları, uygulamaları askerin hakkı gibi gösterdi, normal gibi gösterdi, bu çok yanlış bir şeydi. Bir darbeyi önleme adına yumuşak davranmak, öyle bir çizgi takip etmek doğruydu, ilkeleri terk etmek ve demokrasiye zarar vermek üzere olan insanları haklı göstermeye çalışmak Fetullah Gülen'in en büyük yanlışıydı. Zaman gazetesinin yayını daima Fetullah Gülen'e bağlı olmuştur. Manşetler direkt olarak onun kararıyla, onayıyla çıkıyordu. O dönemki manşetlerin hepsi Fetullah Gülen'in kararı ve onayıyla atıldı. 28 Şubat sürecinde, gazetenin yayın politikasını daima Fetullah Gülen belirledi."

CHP-HDP desteği

Hüseyin Gülerce, "Kendi hareketini korumak için yaptı her şeyi, yani cemaate zarar gelmesin, isterse demokrasiye zarar gelsin, isterse Türkiye'ye zarar gelsin anlayışı var. Bugün de aynı; cemaate zarar gelmesin, isterse Cumhurbaşkanına zarar gelsin, isterse hükümet devrilsin, isterse Türkiye batsın, yeter ki hareket zarar görmesin anlayışına sahip."Gülerce, Gülen'e yakın kişilerin KCK operasyonlarını yaptığını ancak şimdi HDP'ye destek verdiğini, PKK'ya tavır koymadığını, 7 Haziran seçimleri sonrası Gülen'in CHP-HDP hükümeti istediğini sözlerine ekledi.

Avatar
TR Haber