Toplumları İsrail politikalarına uyumlu hale getirmek amacıyla çalışan Mason locaları, faaliyet yürüttüğü her ülkede sırları ve skandallarıyla sık sık gündeme geliyor.
Kadınların girmesinin yasak olduğu, ezoterik kuralları bulunan ve Yahudilerin Yeni Ahit'ini temel dayanak noktası yapan Masonlar, komşu Yunanistan'da eleştirilerin odağına oturunca çareyi basın gezisi düzenleyip göz boyamakta buldu.
Geçtiğimiz aylarda kundaklama girişiminin de hedefi olan Yunanistan Büyük Mason Locası, kapılarını Protothema muhabirlerine açtı.
Atina'nın merkezindeki binaya davet edilen Antonis Schroiter, Ortodoks kilisesi tarafından 'sapkın' olarak nitelenen locada karşılaştığı manzarayı şöyle anlatttı:
Yunan Büyük Mason Locası'nın sıkı güvenlik önlemleri var. Kameralar, manyetik kapılar ve çok daha fazlası... Esasen bunu meraklı gözleri engellemek için yapıyorlar. Kapıda locaya kimin girip girmeyeceğine karar veren kişi 'Şifacı'dır. Fiilen bir bekçi gibi hareket ediyor.
Locaya üye olmayanlar buraya giremiyor. Giriş için mutlaka takım elbise giymek gerekiyor; buranın belirli kıyafet kuralları var.
Bizi burada 'dekan' Andreas Kyriazis karşılıyor. Büyük salon, locanın kalbi olan ve esasen tüm törenlerin gerçekleştiği alandır. Dekanın rolü, Büyük Loca'nın çalışmalarını organize ettiği için idari bir roldür. Bir de 'kardeşlere' manevi konularda tavsiyelerde bulunma görevi var.
Salonda en yüksek mevkide kimin oturduğu sorusuna dekan şöyle cevap veriyor:
"Burada Muhterem Başkan ve eski Muhteremler oturuyor."
Almanya sınırdışı kararını genişletiyor: Listede Türkler de varMASON OLMAYAN KİŞİ 'YONTULMAMIŞ TAŞ'
Yanında bir Yeni Ahit kitabı var ve bir de rehber. O kitapta her Mason'un ahlakî davranışları, evrimi, öz disiplini tanımlanmış.
Locanın ünlü simgesi 'her şeyi gören göz' Yunan bayrağından önce dikkat çekiyor. Dekana göre, hiçbir şey o gözün dikkatinden kaçamaz. Bu, 'ilahî' güçtür. Locadaki her törenin ardından mutlaka millî marşın okunduğunu söylüyor ve diğer sembolleri anlatıyor.
Dekan, her Mason'un rütbesine göre muamele gördüğünü belirterek 3 temel dereceden bahsediyor: Öğrenciler, ortaklar ve öğretmenler.
Herkesin uyum sağlamasını ve öğretileri hıfzetmesini gerekli kılan simge orada duruyor: Bir kılıç... Rahip olarak adlandırılan kişinin kılıcı ise farklı görünüyor.
Salonun girişinde gücü ve kararlılığı simgeleyen iki sütun, yanlarında ise iki taş bulunuyor. Dekan'a göre, locaya üye olan kişinin önceki durumunu 'yontulmamış taş' simgeliyor. Kişinin Mason olduktan sonraki yaşamı ise 'mükemmel bir kübik taş' ile sembolize ediliyor.
Eylem planlayan İsrail ajanlarına operasyon! 12 kişi gözaltına alındıBÜYÜK ÜSTAD MATTE: HEPSİ KOMPLO TEORİSİ
Daha sonra kendimizi Yunan Masonlarının lideri Michael Matte'nin ofisinde buluyoruz. Kendisini Yunanistan Büyük Locası'nın büyük üstadıdır. Masonların tarihini ve bu felsefenin nereden başladığını anlatıyor.
"Locaya girme talebi, bir dizi test ve kontrollerden geçecek olan kişi tarafından yapılır. İçeri girmeyi istiyor ve onun iyi şahitlik edecek bir insan olduğuna kanaat getiriyoruz. Kimsenin herhangi bir şeyden faydalanmak için buraya gelmesini istemeyiz. Suç işleyen, zarar veren birini istemiyoruz. Her şeyden önce, ailesiyle ilişkisi kötü olan birini istemiyoruz" diyor Michael Matte.
Mason locasına kadınların alınmadığını hatırlatan Matte, "Kadınları daha düşük olarak görmüyoruz ancak bu bir erkek geleneğidir" diyor.
Locaya girdikten sonra her Mason'un başlangıçta haftada bir kez gelerek derecesini yavaş yavaş yükselttiğini, bundan sonra seans günlerinin arttığını söylüyor.
Matte, Masonların ülkedeki gelişmelere etkisi olduğu yönündeki yaygın kanaati reddediyor: "Bu hayal ürünü. Ortada hiçbir komplo yok. Üyelerimiz işadamı, siyasetçi gibi çok önemli şahsiyetlerden oluşuyor. Her mevkide kardeşimiz var. Ama bu çok abartılıyor."
ABD'den Beyrut saldırısı sonrası şaşırtmayan açıklama: 'Saldırıya dahil değiliz, haberimiz...
LOCA KURULDUKTAN SADECE 10 YIL SONRA...
Yunan Mason Locası'nın kuruluş tarihi olarak 1811 yılı gösteriliyor. Bu tarihten sadece 10 yıl sonra bugünkü Yunanistan'ın güneyinde bulunan Mora Yarımadası'na sığınmış 40 bini aşkın Müslüman Türk, Tripoliçe kenti başta olmak üzere bölge genelinde hunharca katledildi.
Ender soykırımlardan biri olarak tarihe geçen vahşet sırasında yarımada, sadece birkaç gün içerisinde Türklerden 'temizlendi'.
Yorum Yaz