Yandex Metrica

Mete Han en sevdiği atı ve karısını niye vurdu? Türk ordusunu kuran liderin komutanlık sırları

Mete Han en sevdiği atı ve karısını niye vurdu? Türk ordusunu kuran liderin komutanlık sırları

Teoman'ın oğlu Mete'nin (Mo-tu) 10 bin kişilik özel orduyu sıkı bir eğitimden geçirdiği tarih olan M.Ö. 209, Türk Kara Kuvvetleri'nin kuruluş yılı olarak kabul ediliyor. Orta Asya ve Türk tarihi uzmanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, Asya Hunları'nın büyük kağanı Mete Han'ın milattan önce 209'da ne yaptığını detaylarıyla anlatıyor. 

Savunma

29.06.2024, 18:41

Türk ordusu, düzenli birlik haline gelerek savaş meydanlarında fırtına gibi esmeye başlamasının 2 bin 233'üncü yılını kutluyor.

Asya Hunları'nın yüce kağanı Mete Han (Mo-tu), babası Teoman (T'ou-man) tarafından kendisine verilmiş 10 bin kişilik orduyu katı ve sert bir eğitime tâbî tutmuştu. Bu sırada takvimler milattan önce 209'u gösteriyordu. 

Türk Kara Kuvvetleri'nin kuruluş yıldönümü olarak kabul edilen bu tarih, sonraki binlerce yıl boyunca nesilleri etkileyecek olaylarla hafızalara kazındı. 

Prof. Ahmet Taşağıl, Mete Han'ı anlatan Çin kaynaklarından bu pasajı paylaştı.

Binlerce yıllık kayıtları Çin kaynaklarından ve bölgedeki yazıtlardan bulup derleyen Orta Asya ve Türk tarihi uzmanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, Bozkırın Kağanlıkları ve Kök Tengri'nin Çocukları adlı iki kitabında, Türk ordusunu kuran Mete Han'ın M.Ö. 209'da neler yaptığını şöyle anlatıyor:

Elektrik motorlu gizli İHA projesi ortaya çıktı: Mezosfer katmanında uçabiliyor Elektrik motorlu gizli İHA projesi ortaya çıktı: Mezosfer katmanında uçabiliyor Haberi Görüntüle

MO-TU'NUN (METE) TAHTA EL KOYMASI

M.Ö. 209 yılında Mo-tu tahta çıktı. Mo-tu'nun ismi önceleri Mete olarak okunmuş ve Türkçede bu şekilde yer bulmuştur. Sonra Mao-tun ve Mo-tun okunuşları da kullanıldı. Nihayet onun yazılışında özel okunuş bulunduğundan Mo-tu şeklinde okunması gerektiği Çince sözlüklerde belirtilmektedir. Türkçesinin de Bagatur (Bahadır) olduğu fikrinde olduğumuzu ifade etmemiz gerekir. 

Onun tahta çıkışı kaynaklarda anekdotal bir biçimde anlatılmıştır. Babasının en büyük oğlu olan Mo-tu tahtın en önemli varisiydi.

Ancak babası, üvey annesinin de tahrikiyle başka bir oğlunu tahta geçirmek için onu Yüe-chih'lara rehin olarak yolladı. Arkasından kendisi Yüe-chih'lara saldırdı. Amacı oğlu Mo-tu'yu Yüe-chih'lara öldürtmekti. Böylece Mo-tu kolayca ortadan kaldırılacak ve kendi kamuoyuna hesap verebilecekti. 

Ne var ki Yüe-chih'lar daha onu öldüremeden, Mo-tu onların en iyi atlarından birini çalarak kaçtı. Oğlunun bu hareketinden dolayı şaşıran babası, 10 bin süvarilik bir okçu birliğini ona verdi. Mo-tu, bu birliği sıkı disiplin içerisinde eğitime tâbî tuttu. Öyle ki, kendisinin attığı ıslık çıkartan oku gönderdiği her hedefe adamları da atacaklardı. 

Bunu yapmayanlar derhal orada öldürülüyorlardı. Mo-tu önce en sevdiği atına, daha sonra en sevdiği karısına ok attığında, onun gibi yapmayanların hepsini öldürdü. Daha sonra babasının en sevdiği atına ok attığında diğer askerleri de o ata oklarını atmıştı. 

Neticede herkesin, yani 10 bin kişinin kendi istediği gibi yetiştiğine kanaat getirdi. Bundan sonra da, tasarladığı ihtilâli yaparak babasını öldürdü.

Kendisine komplo düzenleyen devlet adammları da onun gazabından kurtulamadı. Böylece Hun İmparatorluğu'nun başına güçlü bir şekilde geçmiş oluyordu. 

Teröristlere karşı kullanılan tanksavar silahının modeli belli oldu: Onlara daha iyisini gönderin Teröristlere karşı kullanılan tanksavar silahının modeli belli oldu: Onlara daha... Haberi Görüntüle

ONLUK DÜZEN KABİLEDEN KURTARIP MİLLET YAPTI

Hun ordusu diğer bozkır orduları gibi yerleşik imparatorlukların ordularından farklıydı. Bu fark üç önemli konuda şöyle belirtilebilir: 

1-Hun ordusu ücretli değildi.

2-Hun ordusu daimî idi.  

3-Hun orduları temelde süvarilerden kuruluydu. 

Hun ordusu onlu teşkilât üzerine kurumuştu. Tarihte ilk defa hükümdar Mo-tu önderliğinde M.Ö. 209'da kurulduğunu bildiğimiz 10'lu sistem daha sonra büyük bir imparatorluğun kuruluşuna katkı sağlamıştır. 

Ağır, hareketsiz kütle muharebesi usûlüne göre yetiştirilmiş ağır teçhizatlı orduların aksine hafif ve hareketli süvarilerden kurulu Hun-bozkır ordusunun süratli, ânî ve şaşırtıcı hücumlara dayanan dağınık savaş sisteminde birlikler arasındaki işbirliği ancak küçük birliklerin birbirleriyle olan iç bağlantıları ile sağlanıyordu. 

10'lu sistem diğer yandan ordunun kabilevî ayrılıçı hareketlerden kurtulmasını sağlıyor ve onları bir devlet bütünü haline getiriyordu. Aynı zamanda devletin bütün gücünü savaşta ve barışta ortak gayeler etrafında birleştiriyordu. 

Yani kabileden kurtarıp millet haline gelmeye katkı sağlıyordu. Ayrıca devlet mekanizmasının askerî disiplin içinde çalışmasını da temin ediyordu. Hun ordularının asker sayısı hakkında yabancı kaynakların verdiği abartılı rakamlar olsa da, mevcudun kalabalık olduğunu söylemek mümkündür. 

230 adet askerî araca 200 milyon avro verdiler: Şimdi 11 kişilik Türk zırhlısını bekliyorlar 230 adet askerî araca 200 milyon avro verdiler: Şimdi 11... Haberi Görüntüle

SIĞIR SÜRÜSÜ YERİNE ET KONSERVESİ 

Beslenme konusunda Hunlar farklı yöntem kullanıyordu. Diğer ordular askerleri beslemek için binlerce baş sığır sevk etmek zorunda kalırken, Hunlar bu ihtiyaçlarını et konvervesi ile karşılıyorlardı. 

Hun ordusu ayrıca etkili silahlarla donatılmıştı. Çift kavisli yaylar, ıslıklı oklar, çengelli temrenler gibi silah ve araçlar ön plana çıkıyordu. Aslında başlıca silahları ok ve yaydı. 

Ok ve yay bir av aleti olarak eski çağlardki bütün topluluklarda görülmesine rağmen, Hunlar bunu çok etkili bir savaş aleti haline getirmişti. Özellikle yayı hızla koşan bir at üzerinde etkili bir savaş aracı olarak kullanmak suretiyle uzak savaş usûlünü savaş taktikleri sisteminde yenilik olarak getirmişlerdir. 

Miğfer giyen ve kendileri ve savaş atları için zırh kullanan Hunlar, at sayesinde süratli manevra yeteneğine sahip oldukları için uzaktan savaşı tercih ederlerdi. 

Çeşitli yayları vardı. Bunlardan gerilmesi güç, fakat vuruculuğu en fazla olanı, tersine gerilmek suretiyle kullanılan çift kavisli yaylardı. Oklar da çeşitliydi. Bunlar arasında ilk kez Mo-tun zamanında yapılıp kullanıldığı bilinen ıslıklı (veya vızıldayan oklar) en korkunç olanıydı. 

Hunlar doludizgin giden at üzerinde dört tarafa ok atmakta ustaydılar. Düz, yivli veya çengelli temrenler (ok uçları) kullanan ve iyi kement atmasını bilen Hunlar, yakın muharebede kargı, mızrak, süngü, kalkan ve kılıç kullanırlardı. 

Asya Hunları

Santim santim analiz ettiler: Kardeş ülkenin savaş uçakları nükleer füze taşıyor Santim santim analiz ettiler: Kardeş ülkenin savaş uçakları nükleer füze... Haberi Görüntüle

SAVAŞTA YAĞMUR YAĞARSA YAY İŞLEMEZ OLURDU

Savaş meydanlarında süvariler, atların renklerine göre belirli yerlerde mevki alıyorlardı. Bunun dört kozmik yönle ilgili olduğu ileri sürülmüştür. Hunların savaş zamanlarında en çok çekindikleri konu yağmurlu bir havanın olmasıdır. Çünkü yağmurun yağması ile yaylar işlemez hale geliyordu. Hunlar bu yüzden gece seferlerinde dolunay zamanını beklerlerdi. 

Düşmandan esir yakalayan ödüllendirilir, savaşta ölen Hunların cesetleri düşman elinde bırakılmamaya çalışılırdı. Böyle cesetleri getirenlere ölünün malları verilirdi. 

Hun ordularının savaş stratejisi iki esasa dayanıyordu: Keşif seferleri ve yıpratma savaşları...

Ele geçirilmesi planlanan ülkelerin önceden küçük müfrezelerle gözden geçirilmesi gerekiyordu. Bu çeşit seferler bazen yıllarca sürüp çok uzak mesafelere uzanabiliyordu. Olumlu sonuç alınan keşif seferlerinden sonra yıpratma harekâtına girişilirdi. 

Küçük akıncı müfrezelerinden başka kalabalık seri hareketli birliklerce düşmanın yığınak merkezlerine, önemli yol kavşaklarına, yiyecek ve malzeme depolarına yöneltilen bu harekâta düşman güçsüz düşürülünceye kadar devam edilirdi. 

Habere Tepki Ver

13

0

0

0

0

0

0

0

Yorumlar (0)

Atilla Diş

TRHaber.com - Savunma


Bakmadan Geçme

Tümünü Gör ››

Loading