Kabalacı Defne Samyeli konuştukça batıyor! Soykırım dememek için kırk takla attı

Geçtiğimiz günlerde katıldığı bir davette İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarıyla ilgili konuşan eski haber spikeri, manken, oyuncu ve şarkıcı Defne Samyeli, tepkilerin odak noktası haline gelmişti. 

Boşanır boşanmaz şarkıcı Nez ile aşkını ilan etmişti! Rüştü Onur... Haberi Görüntüle

"TRİBÜNLERE OYNAYAMAM"

Gazze ile ilgili konuşmanın tribünlere oynamak olduğunu dile getiren eski manken, bu konunun on yıllardır devam eden, altında çok farklı dinamiklerin olduğu bir konu olduğunu dile getirmişti.

Samyeli şu açıklamayı yapmıştı: 

"Taraflar konusunda haklı haksız demek ya da burada bir davette iki satır 'aa çocuklar ölmesin", 'gözyaşları artık dinsin', 'savaş olmasın barış olsun' demenin son derece yüzeysel, günü kurtarmaya yönelik açıklamalar olduğunu düşünüyorum."

"Elbette ki dünyada insanların katledilmesi kimsenin oturup huzur içinde izleyebileceği bir şey değildir" ifadesini kullanan Samyeli, "dünyada sistem böyle olduğu müddetçe, bizim askerlerimiz, ordularımız, silahlarımız olduğu müddetçe, barışın olacağını düşünmek de son derece safça bir yaklaşım" şeklinde konuşmuştu. 

Yeni haftada sıcaklarla mücadeleye devam! Sıcaklıklar 5-10 derece artacak! 24... Haberi Görüntüle

Şarkıcı Teoman'dan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a övgü dolu sözler: Öyle bir karizmatik... Haberi Görüntüle

YAPTIĞI SKANDAL AÇIKLAMAYI SAVUNDU

15 bini bebek ve çocuk, 10 bini de kadın olmak üzere 40 bini aşkın masum sivili öldüren İsrail'e soykırımcı dememek için kırk takla atan Samyeli, sergilediği hezeyanla Türkiye'nin diline düştü.

Tuhaf sözleriyle alay konusu olan eski manken, eleştirilere cevap mahiyetinde kaleme aldığı yeni açıklamada ise iyice saçmaladı. Meselelere mümkün olan en geniş perspektiften baktığını iddia eden 'vücudu fit, vicdanı sıfır' Samyeli, bu kez şunları yazdı:

"Kıyafetiniz kimden, özel hayatınız ne durumda, aşkın ömrü ne kadar... soruları arasında... 'Peki ya Refah'taki katliam?' sorusu üzerine verdiğim yanıt sosyal medyada hâlâ fazlaca yer alıyor.

Orada, o mevzuların arasında iki slogan atıp basitleştireceğim konu mu bu? Gerçekten? Tekrar ediyorum. Orası yeri DEĞİL. Birileri öyle istiyor diye tribüne oynamam.

Dostlar alışverişte görsün misali, kamuoyu hassasiyetini istismar ederek alkış toplayan, yasak savmak adına slogan atan kitleye dahil olmam.

Ben olaylara mümkün olan en geniş perspektiften bakmayı tercih ederim. Ben ancak ben olabilirim, ben gibi konuşabilirim. En az yüz yıllık geçmişi olan bir çatışmanın bir bölümünü haberci olarak izlemiş, yazmış, anlatmış birisiyim.

Sivillerin katledilmesiyle sonuçlanan bütün çatışmaların kaynağında toprak mülkiyeti, para ve güç savaşları yatıyor. Tarih boyunca yaşanan katliamlar hep aynı nedenle. Ben, slogan kültürüne inanmıyorum. Slogan atınca sorgulamıyor, düşünmüyoruz. Bir tarafım yok, beni destekleyen şirket, devlet, kimse yok. Aksini iddia edeni ispata davet ediyorum."  

"Ben aklın tarafını tutuyorum. O denli büyük bir etkim olabilseydi, bu düzeni kökten değiştirebilmeyi isterdim. Bunun yolu, gözde iki damla yaşla 'Kahrolsun İsrail', ya da 'Çocuklar ölmesin' demek mi?

Ben, siz, binlerce, hatta milyonlarca kişi bunu ömür boyu söylesek ne değişecek? Kimi derinden hissederek, kimi 'Aman tarafımı belli edeyim' derdiyle söylüyor da ne oluyor? Hiçbir şey.

'Karar verici'ler için özellikle savaş konularında kamuoyu tepkisi hiç önemli değil, çünkü onlar o tepkileri gerekirse manipüle edecek donanımlara da sahip.

Bu realiteleri değiştirmenin bir yolu varsa, o da farkında olmak. Algıyı açık tutmak. Doğru liderler seçmek. Egemenliğimizi 'seçerek' devrettiğimiz karar vericilerden bu savaşları durduracak gerçek adımlar talep etmek. Ediyor muyuz?

Bana saldırıp, beni linçleyenler zerre kadar umrumda değil. Beni yıllarca dinlemiş, izlemiş ve gönlünde yer edindiğim sevenleriminse böyle bir konuya duyarsız olmayacağımı bildiğinden eminim.

Yine, bilakis, slogancılardan çok daha duyarlı olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. Benim dini, dili, ırkı ne olursa insan sevgimi ve katledilen çocuklarla ilgili üzüntülerimi kimse sorgulayamaz. Bu hakkı kimseye vermiyorum. Beni anlayana da anlamayana da teşekkürlerimle."

Space X'te taciz skandalıyla gündeme gelmişti! Elon Musk'ın 12'inci çocuğu... Haberi Görüntüle

KIRK TAKLANIN NEDENİ KABALA MI?

Yaptığı bu açıklamayla 'özrü kabahatinden büyük' dedirten Samyeli ile ilgili eski eşi Eren Talu'nun bazı iddiaları akla gelmişti. 

Talu, kendisini aldatmakla suçladığı Defne Samyeli'nin aynı zamanda Kababa tarikatına üye olduğunu ve Madonna'nın Kabala hocası Gahl Eden Sasson'la görüştüğünü de öne sürmüştü.

Talu, Samyeli ile antik Yahudi öğretisi Kabala arasında kurduğu bağlantıya dair şunları söylemişti:

“Defne, olan biteni Gahl Eden Sasson'la paylaşıyor. Madonna'nın Kabala Hocası olarak ünlenen, Uma Thurman'dan Britney Spears'a kadar pek çok ünlünün astroloji haritasına Kabala'ya dayanarak bakan Sasson, Türkiye'de de sosyetenin yakından takip ettiği bir isim. Ve Türkiye'yi ziyaretinde pek çok ünlünün yıldız haritasına bakıyor, Kabala'ya göre yaşamlarına yön veriyor.”

Cannes'e giden oyuncuları çıplaklıkla eleştirdi! Ünlü oyuncudan ortalığı karıştıracak bir... Haberi Görüntüle

Hep aynı numaralar! Birce Akalay'ın sevgilisi Hakan Kurtaş'ın aşk dolu... Haberi Görüntüle

KÖPEĞİ MELO İÇİN AĞIT YAKMIŞTI

Gazze'de bebeklerin, çocukların, kadınların parçalanarak katledilmesini umursamayan Defne Samyeli, mesele 'insanlar' olmadığında içindeki vicdan kırıntısını ortaya çıkarabiliyor. 

Samyeli, 2021 yılında Melo adındaki köpeğinin ölümünü hüzünlü bir veda yazısıyla paylaşmıştı. 

Eski spikerin Melo için yazdıklarını görenler "Gazzeli çocukların Melo kadar değeri yok mu?" demekten kendini alamadı.

İşte Samyeli'nin köpeğine yaktığı ağıt: 

"Üzgünüm, kızgınım, yorgunum. Karmakarışığım. Onu bugün görüp sarılacağız, öpeceğiz derken, eğitmeni 'kaybettik' dedi. Hayatımızın son üç ayının en önemli neşesi… Derin'le Çağla bir süs havuzunda boğulmak üzere bulup eve getirdi. İnsanlardan çok korkan, tek gözünü kaybetmiş, travmatize bir yavru. Melo..

Derin'in şırıngayla su içirip elleriyle beslediği, zaman içinde o korkak yavrudan sevimli ve azgın bir tazıya dönüşen Melo. Kalp hırsızı.. Elimde vileda ve paspasla geçen günlerde hep yeni bir yaramazlık ve tatlılıkla beni benden alan Melo.

Bir daha köpek istemiyorum, çünkü çok bağlanıyorum, yeterince uzun kalmıyorlar bizimle diye söylenirken, hayatımızda kalıcı planlarımızı bana artık 'köpekli' yaptıran Melo.

Deren, Çağla ve bana çocuk gibi sarılan, Derin'e ise resmen bağımlı olan, onu bir dakika göremese ağlayan Melo...

Parvovirüs kapmış. Aşısı da vardı, ama yeterli olmamış onu korumaya belli ki. Hayat işte... Olan oluyor. Biz ise acı içindeyiz. Ah Melocuk. Seni çok sevdik çok. Keşke seninle yolumuz çok daha uzun olabilseydi.

Tüylü dostlar cennetinde güzelce koş, oyna. Bize hatırlattığın, öğrettiğin, yaşattığın binbir sevgi için sonsuz minnetarım."